Nasıl diliyorsan peki, öyle yargıla!Henüz zanlı olmadan mahkûm ettiniz Düşüncenin şümulünden bihaber olarak sınıflara böldünüz Kalplerden muhabbetin ülfetini sildiniz, hiç yetinmediniz ruhu köleleştirdiniz Teraneler içinde, zorbalık eşkâlinizde, müddeti nefesin kadri bilinmeyince edepsizce İnsan olmanın, cehdiyle yaşamanın Ferasetin erdemiyle anlam bulmanın ve öteyle bir olmanın Şerefin payesinde, inayetin gayesiyle, yek vucut olmak derdiyle coşturmadınız Her zaman muğlâk ve vurdumduymazlığınızı sinelere akıttınız, yinede doymadınız Elinizden geleni fazlasını yaptınız Atinin hülyasından, mazinin ibret nazarından arîleştirdiniz Kula kulluk yaptırmayı marifet bildiniz ve nefeslerin masumiyetini hiçlediniz Kepazelik içinde insanlığın kemali yetini, mahremi asudeliğini görmezden geldiniz Bilmem ki nasıl söylesem aidiyetini Serkeşliğin namı diyar farkını, tahakküm ettiren feryadını Dünyanın ilzam olacak mukadderatını, hesabın batini manasını ve sevdasını Dışladınız, bölüp parçalara ayırarak esir ettiniz, yeryüzünü hapishaneye çevirdiniz Güya bir süper güçtünüz, işgal ettiniz Ne kadar masum ve mahzun nefesler varsa kanına girdiniz Hiçbir vakit arlanmadınız, ruhlara bin bir perişanlığı iftiharla yaşattınız Gasp ederek, yasa ve hukuk dinlemeyerek, mahremiyeti ifşa ederek elan iblisleştiniz Yeryüzünü taksim ettiniz yetinmediniz Fezanın bin bir haline matlup olarak, nesillere hükmettiniz Beyin göçüyle ve kıt kanaat geçinmeyi marifet telakki edince yüceldiniz Hak ve hakikatin, sünnetullahı adaletin mahşeri vicdanındaki sesini fark etmediniz Mustafa CİLASUN |