(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Akbaba İçgüdüsü şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Akbaba İçgüdüsü şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sevgili Murat Hocam; Şiiri dinlemekle kalmayıp kendim de defalarca okudum. Güne gelmeyi hak etmiş bir çalışma. Seslendirmesi de çok harika olmuş. Hikaye, güncel konuyla örtüşüyor. Adeta leş yiyici akbaba sürüsü gibi barış ve merhamet elçilerinin üzerine çullanan siyonist zihniyeti kınyor ve lanetliyorum. Tekrar tebrik ediyor, sevgilerimi iletiyorum.
şiiri okurken kattığı duygu halk dilindeki bir hikayeyi yani misal ders alıncak bir olguyu imgeleştirip anlatmak istediği şey kendi içinde dönüp durmuş
Öncelikle söylemek istediğim, şiirde o kadar çok dilbilgisi imi kullanılmış ki... Hem okuyan gözü hem şiiri yormuş. Bildiğiniz gibi, son yıllarda im kullanımı iyice azaldı hatta bazı şiirlerde tamamen kalktı. Daha çok 'virgül' (çok gerekli yerlerde, benzeş sözcüklerin arasına ya da cümlecik arasına) O nedenle dize sonlarındaki tüm imler (nokta, virgül, noktalı virgül, soru..) çıkmalı. Bir de şu iki dizedeki (;) imi de gereksiz bence: Kaçıp kefeni yırtmış (;) bir kısmı da iyi ki Hepsi çok yırtıcıdır (;) soylarından dolayı * Şair, dize kurgusunu (sözcük yerleşimi) iyi çatarsa, imlere de fazla gereksinim duymaz. * Şiire gelince, yüzyıllardır yaşana gelen kaçınılmaz olgu: İyilikle kötülüğün çatışması... (Kabil'le Habil gerçeğinden bu yana)
"Dinsizle imansızı barıştırmak olur mu Kötüler birleşirse hiç güvercin kalır mı "
Konuya geniş bakmakta yarar var. Elbette İsrail'i kınayalım ama kendimize dönük de (çuvaldızı kime...) sorgulamalar yapalım. İslamiyette iki kapı var: İman ve İbadet. Elbette İman olgusu, ibadetten daha önde gelmeli. İmanı eksik insan, "iyi insan" olabilir mi? Ne yazık ki ülkemizde İslamiyeti daha çok şekli yönüyle değerlendiriyoruz. En temel ayetleri yeterince hayatımızın içine katmıyoruz. Hatta hiç katmıyoruz. "Kul hakkı ile karşıma gelme..." "Müslüman müslümanı üzmez" * Kul hakkı... Beş vakit camiye gidip, dükkânındaki yazarkasayı süs gibi tutan, fiş kesmeyen/vergi kaçıran esnaf-tüccar çoğunluğu. Sizi saatlerce bekleten ya da hiç gelmeyen; gelse de işini yarım yamalak yapan Usta dediğimiz adamlar... Bir kuruşluk işi on kuruşa kakalamaya kalkan bezirgânlar... Kız evlat-erkek evlat ayrımı yapan; sevgisini ve malını bir tarafa çeviren anne-babalar.. Trafikte, kurallara uymayıp, herkesin önüne geçmeye çalışan; uyardığınızda levye ile üzerinize gelenler... Çocukların gözü önünde, sokaklarda, ehil olmayanların eziyetle yaptıkları kurban kesimleri... Devlet dairelerinde, belediyelerde,orda burda rüşvetsiz halledilemeyen işler, rantlar... Buna benzer yüzlerce olumsuzluk, hepsi ama hepsi "kul hakkı"na giriyor. Kimin umuru? Ne yazık ki bunları yapanların hemen hepsi kendini "müslüman" olarak görüyor. Çoğunun ağzından "besmele" düşmüyor. Ama herkes, birbirini üzmek için tetikte; canını yakmak, kazık atmak, nemalanmak...
Niye böyle oluyor? İman... İman eksikliği olsa gerek. İman neyle kazanılacak? Elbette okuyarak. Kuran'ın ilk sözü "Oku" çünkü. Kâmil insan, ancak okuyarak, kendini geliştirerek, ilimle, sanatla, akılla buluşarak oluşur. Yoksa hurafelerle, yalan yanlış bilgilerle ancak kendimizi kandırırız.
Ülkemizde kaç tane kütüphane var? Sanırım dört yüz civarında. Ya kahvehane sayısı? Dört yüz binden fazla. Uygar ülkelerde böyle tembellik yuvaları yok. Saatlerce boş boş oturulan. İslamiyet çalışmayı emrediyor. Ramazan ayında, sahura kadar kahvelerde pinekleyip, okey taşlarını OKU'yan, ertesi günde güya oruç tutan yüzbinler... Bu dinin neresinde duruyor? iyiliğin, faziletin, üretmenin neresinde? * Geçenlerde Hakkari'den ortaokul çağında gençler, futbol turnuvası için Almanya'ya gitmişler. Gençlere sormuşlar:"En çok neyini beğendiniz bu ülkenin?" diye. Yanıt: Temizliği... olmuş. Burada kalmak ister misiniz, sorusuna 'evet' demişler. Neden? sorusuna da "çünkü temiz burası" demişler. İnsanın içini burkan, acıtan bir durum. Çünkü İslamiyette "temizlik imandan gelir"di ama bir türlü başaramıyoruz bunu. Camide, namazdan çıkan adam, yaktığı sigarasının izmaritini on dakika sonra sokağa atıyor, öbürü tükürmekte bir beis görmüyor. Evimin karşısında bir cami var. Avlu kapısının yanında bir levha var. Şöyle yazıyor: "Lütfen, cami avlusuna izmarit ve çöp atmayın"
Hocaya sormak gerekmez mi: Niye sadece Cami Avlusuna? Şöyle bir algı oluşuyor: Cami avlusuna atma da, nereye atarsan at. Halbuki doğru uyarı şu olmalı(ydı): Lütfen Sokaklara ve Çevremize izmarit, çöp atmayın"
Ne yazık ki bu dar düşünce, günü kurtarma politikası, imanı sağlam "iyi müslüman"ı, İnsan-ı Kâmil'i, iyi insanı yaratmakta eksik kalmakta. Cami hocalarının, hayatın içinden, hayatı kucaklayan örneklerle, bilgilerle vaaz vermeleri gerekmekte. işte o zaman, pazardaki esnafın tartısı doğru tartacak, herkes verdiği sözün arkasında duracak, zamanında gelecek, evlat ayrımı yapmayacak, işini dürüstçe yapacak, sabahtan akşama kadar kırk yalan söylenmeyecek, kul hakkı yemeyecek gıybet azalacak. Yani "müslüman müslümanı üzmeyecek."
* Küçük Prens kitabının Fransız yazarı S. Euxperry demiş ki:
"İnsan olmak, sorumlu olmak demektir."
------------------
İnsan olmanın "sorumluluğu"nu taşıyan 'abdal' gönüllere, iyi yürekli, güzel insanlara sevgiyle saygıyla.
gündem konusu harika dizelerle nakış nakış işlenmiş Sayın CANBOLAT ve güne yakışmış ve maalesef güvercinler sürekli azalmakta leş yiyiciler çoğaldıkça harika eserinizi yürekten kutlarım Allaha emanet olun selam ve saygımla.
LANET OLSUN AKBABALARA... GÜNDEMİ TUTAN DERİN MESAJLARIYLA ÇOK GÜZEL BİR ŞİİR... YÜREKTEN KUTLUYORUM, GÜNÜN ŞİİRİNİ VE DEĞERLİ ŞAİRİNİ, YÜREĞİNE SAĞLIK MURAT HOCAM...
Sen bana güvercin mi diyorsun :-) Latife bir yana Eyvallah abisi...
Şiir adına edebiyat adına uğraş veren bu sitede kim varsa hakkım helal olsun. Amma şiir düşünmeden, edebiyat düşünmeden ki egosal çıkarlarına hapsolan kim varsa kulluk hakkımı ne bu dünya ne öteki dünya geriye dönmeksizin haram ediyorum.
Bu gün astığım şiir bu sitede ki son şiirimdi, bu yorumumda son yorumumdur! Yolu şiir olan ve şiirden geçen sadece şiir düşünenlerle nasılsa bir yerde buluşuruz. Güne düşen şiirini kalbimle alkışlıyorum... Sevgimle abisi.
Hocam; Gündemi ilgilendiren çok manidar bir konunun sembollerle ifadesindeki başarıyı alkışlıyor, Siyonist İsrail zihniyetini tüm kalbimle kınıyor ve lanetliyorum. Eyvallah...
Şiiri dinlemekle kalmayıp kendim de defalarca okudum. Güne gelmeyi hak etmiş bir çalışma. Seslendirmesi de çok harika olmuş.
Hikaye, güncel konuyla örtüşüyor. Adeta leş yiyici akbaba sürüsü gibi barış ve merhamet elçilerinin üzerine çullanan siyonist zihniyeti kınyor ve lanetliyorum.
Tekrar tebrik ediyor, sevgilerimi iletiyorum.