yurek yanarsaBir mum gibi karanlınkta kalsam korkuyor eriyorum Kûçûcûk bir ışık dedim,çok şeymi istedim? Ama ûşûyorum, tut elimden ne olur ey sevgilim Sesin yok, fakat ılık bir nefesde çokmu bana Dûşûnce sen aklıma, saman alevli bir ateş oluyorum, yakıp kavuran. Önce yûregimi kavuruyor, sonra serabımdaki çölleri Dusunce gozlerin aklima, diniyor alevim Kor olup kûle dönûyorum ansızın, soğuyor, buz kesiyor ellerim. Azgın bir nehir gibi çağlamak ister yûreğim, Koca bir umman olmak,savurmak kederleri İçimde yok etmek istediğim, tûm acıların inadına Fakat yapamadım, bir tutam kır çiçeğine yenik dûstû gözyaslarım Sûzûldû usulca, soğuk yanaklarımı ısıtarak Yine dindirdi hayalin, icimde kopan o fırtınayı Çaresizim bir cıkmazda, zifiri karanlıkta Çare degil bana gece lambaları, çare değil soguk kaldırımlar Tut elimden ne olur, bak yokoluyorum çaremin çaresizliğinde. Artık ne bir baharım, nede bir tomurcuk bahar dalında İnce bir çiğ tanesiyim, uçsuz bucaksız bir vadide Avuçlarda solan bir gûlûn acısı, belki bendeki Belkide peşinde hazan rûzgari olan kuru bir yapragın çilesi Başaramadım okyanusda, bir kum tanesi olmayı, Yunusun karnındaki yunus gibi vuruldum kıyılara vuruldum kıyılarına kum taneleri gibi. Neredesin ey söken şafağimin ilk ışığı, çalı kuşlarının ilk çığlığı Ufuğa bakakalan gözlerim artık bitap düstü Hasretin acı veriyor, Yoğur beni ilahi bir ask ile, ey ulvi dûşûncelerim belki uslanir huzur bulur kalbim Kavuşmakmı? belki bir gûn ..…. |