OĞLUM UMUT’ASen, doğmamış oğlum Sen, yaşamı tanıyamamış şanslı kadersizim Hiç üzülme doğmadığın için Hiç üzülme beni tanıyamadığın için Emin ol, doğmamak daha akıl karı bu zamanda. Ne olacaktı ki doğsaydın Sen de benim gibi Hazmedemeyecektin yaşamın rezilliğini Gücün yetmeyecekti haksızlıkları düzeltmeye Büyük ihtimalle Sen de benim gibi bir küçük memur olacaktın Bazen tok, bazen aç gezecektin Paydos saatini bekleyip, Önünde ya rakı ya da şarap Elinde kağıt kalem, İnci gibi yazınla Düşlerindeki oğluna şiir yazacaktın. Her gün Müdürünün hiç tükenmeyen ezici bakışlarını düşünüp Acılara boy atmış düşlerini silip Acı acı gülümseyip Zavallı yaşam diyecektin. Umut Can’ım, kara gözlüm Belki bu dünyada var olamadık seninle ama Bekle yavrum yakında yanındayım Benden sonra düş dünyamda yaşayan Kara gözlü anan da gelecek Hiç değilse orada bir aile olup Ucuz yollu bir ev bulup Akşam annenin kendi elleriyle yaptığı Kuru fasulyeyle bulgur pilavına kaşık sallarız Ayda yılda yüz gram et alıp, Rakı masasına abanıp, Yüzümüzde ölülere has gülüşlerle kendimizden geçerek, Cenaze marşının kıvrak ritmiyle İki odalı ölü kondumuzda Bir o yana, bir bu yana sallanıp dururuz. Oldu mu yavrum? Bekle geliyoruz… Baban. 08.09.1986 Ankara |
iki göz oda bir memur maasi bulamayanlarda var.
yüreginize saglik
saygilarimla