GADDAR PRENSES ( Kurbağa Prens Masalından Esinti )Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Küçüklüğümüzün kurbağa prensini bilirmiyiz unutulmaz masallardan ya prenses gaddarsa bakalım ne olur birde benim kalemimden dinleyelim Bir zamanlar yedii güzel kızı olan bir kral varmış. Bu kızların en güzeli en küçük olanmış. Ey kralın ; İçten gülüşü yüreği derinden yakan Gaddar prensessi yüreğimdeki kül bulutlarını korladın Damarda durmuş zamana hayat iksiri verdin Kurumuş köklere can suyu serptin Bir busede merhabayımı kıskınırsın şimdi İçten seslenişi yürekleri yakan gaddar prenses Güzel günlerde sarayın yakınındaki serin gölün kıyısında altın topuyla oynamaya bayılırmış. Sessiz sessiz izlerdim seni, peri masalında Nilüfer çiçeklerinin hoş kokusunda Sessizlik çökmüş yalnızlığın gölgesinde Perilerin haset bakışları arasında Hayran hayran bakardım sana Uzatsam elimi yetişmez bir yıldızdın bana Çaresizliğe mahkum ettin Oysa bir gülüşün Yeterdi bana gaddar prensesim Bir gün kız topunu havaya atmış ve beklenmedik bir şey olmuş. Top göle düşmüş! "Topum gitti!" diye ağlamış kız. Gülüşünde baharlar açarken Gözyaşında güz getiren yaram Karabulutlar devriyede dört bir yan Bendi kırık göz pınarlarının Oluk oluk akar yüreğime yaran Gül yüzüne bahar için fedadır bu can Ey herşeyi yoktan vareden yaradan Şükürler olsunki duasını duydun İşte fırsat ,kulun gariban... Bekle beni geliyorum gaddar prenses.... "Ben senin topunu getiririm," demiş gölün kıyısındaki küçük bir kurbağa. "Ama benimle arkadaş olacağına, yemeğini paylaşacağına ve geceleri yatağına alacağına söz verirsen, " diye devam etmiş kurbağa. "Tamam " demiş kız. Ama kurbağa suya dalıp kızın topunu ona gerir vermez koşarak saraya dönmüş. Ey kralın gaddar prensesi Bir sözüne kurban bu can feda etmiş kendini Getirmek için güz yüzüne güneşi Yüreği kırık bırakıp gitmek olurmu şimdi Ateşe düşmüş sevgi, Gamsızlıkla vurulurmu şimdi.... Akşamleyin kral ve ailesi sofraya oturmuşlar. Tam yemeğe başlamak üzerelerken kapıdan bir vraklama sesi gelmiş. Ey kralın gaddar prensesi, Bu gariban yaradan kulu değilmi Güz yüzüne baharı getirdi Bir dileğini çok görme şimdi Küçük prenses duymazdan gelmeye çalışmış. Ama kral meraklanmış. " Kim o?" diye sormuş. Prenses bunun üzerine kurbağaya verdiği sözü babasına anlatmış. " Söz sözdür kızım," demiş babası. Böylece prensesin nefret dolu bakışlarına rağmen kurbağaya sofrada yer verilmiş. Ey kralın gaddar prensesi, Bahar gülüşüne karayel düştü şimdi Bulut bakışların şimşek olup deler yüreğimi Garibanlığımdan sevmesende beni Yıldızken bana yanındayımya şimdi Dünyalara değişmem bu serveti Yemekten sonra kız tek başına yatağına yönelmiş. Kurbağa masadan, " ya ben ne olacağım? " diye vraklamış. Kral kızına, "Verilen sözlerle ilgili söylediklerimi unutma" demiş. Prenses kurbağayı yanına alıp odasına götürmüş ve bir köşeye bırakmış. " Yastığına gelmek isterim demiş," kurbağa. Ey kralın gaddar prensesi, Saçlarına dokunmak vardı Yıldız olan sen yanımdayken şimdi, Koklayarak öpmek her telini, Hasrete hazırlık yapan bir yolcu misali Gurbete yoldaş ,sen doldurmak gerek beni Prenses gözyaşları içinde kurbağayı yastığına bırakmış. Tam o anda kurbağa yakışıklı bir prense dönüşmüş. "Korkma, " diye gülümsemiş. " Bir cadı beni kurbağa yapmıştı ve bu büyüyü ancak bir prenses bozabilirdi. Umarım arkadaş olabilirz. Hem bak artık bir kurbağa değilim.’’ Ey kralın gaddar prensesi, Kara bulutların yalnızlığıydı üzerimde gezen Bir dilhem acı, bir dilhem hasret, sessizlikten Damla damla berekettir akıttığım yürekten Masal dünyasındaki serüvenden Bir prenssestir aradağım gönülden Bir busesi güneşten ,bir busesi yürekten Bir prensesin yediverenidir beni çeken Gökkuşağının güzelliğinden Bir busesine canını verdiren Prens ve prenses çok geçmeden evlenmişler ve düğünlerinde tabii ki bazı yeşil dostlarını da davet etmeyi unutmamışlar. onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine gökten üç elma düşe,masal bitiminde biri gaddar prensesin üstüne biri okurken gülümseyenlerin eteğine biri teşekkür edenlerin yüreğine tatlı bir haz kalır yüreklerde masallardaki mutlu son varırmı ki gerçeğe gaddar prenses bile yelkeni fora etmişken sevgiye güneşten yürekten bir buse çokmudurki bize yürekler bir yürek ise lugatta açılımı sevgi ise içten bir buse çokmudur bize yüreği korlayan kelimelerinde ..... baharın yedi renginde öbek öbek bezeliyken kır çiçekleriyle arının tek kır çiçeğine , sevdasına şaşkınlık niye... ateş böcekleri yalan aydınlık saçarken geceye ağustos böceğinin çığlığına sessizlik niye bir çağlayanken yüreğimde içten bir buse çokmudur bize Not : KURBAĞA PRENS MASALINDAN ALINTI YAPILARAK YAZILMIŞTIR |