BİR SİMİT HİKAYESİ.
BİR SİMİT HİKAYESİ
Güzel bir sonbahar öğleden sonrası Günlerden salı Bandırma’da hava serin Bol susamlı çıtır simitlerin tadında Deniz kenarındayım dalgakıran sakin Birkaç serçe ve güvercin beni izliyor Çıtır simide ortak olmak niyetleri Küçük parçalara ayırıp sundum bir simidi İçine sevgimi de ekleyerek güvenli bir yere Deniz kenarı olur da balıklar görmezden gelinir mi hiç Derken balıkların sayısı arttı kuşlar ise her yanımda Neyse ki martılar uzakta tedirgin değil balıklar Kuşların bazısı simidi yavrularına taşıdı bir çırpıda Sıra diğer simide geldi kendime ayırdığım Tam yiyecekken onu iştahla Bir çocuk beliriverdi yanıbaşımda Belli ki aç korumasız giyimli mahçup bakışlı Uzattım ona simidi sordum yermisin diye Parladı çakır gözleri mahçup tavırla aldı simidi Az ileriye gitti sarkıtıp ayaklarını oturdu deniz kenarına Bir yudum kendi yedi diğerlerini paylaştı benim gibi Sanki unutuverdi açlığını paylaştığında Bir kuşlara,bir balıklara hak geçmesin diye eşit eşit Son bir parçayı da kayanın üstündeki yengece sundu Yengeç kayanın altına indi nasibini alıp da teşekküründe gülümseyerek Ben paylaştım simidimi kuşlarla,balıklarla yüreği temiz çocukla Çocuk paylaştı balıklarla kuşlarla son yudumu yavru yengeçle Herkes aldı nasibini deniz kenarında bol susamlı çıtır simitten Paylaştım,paylaştı,paylaştık aslında sevgimizi en içten. Mehmet GÜCÜYENER. |