Doğduğum Yer
Doğduğum Yer
İçimden doğduğum yerlere gitmek geldi, Gittim, Her şey değişmişti, Sağıma baktım, Soluma baktım, Tek tek eskiden izler bulabildim, Camiler, Minareler, Höyüğü andıran kale, Ana caddelerde de değişiklikler vardı, Ama ana caddeden evimize doğru ilerledim, Kırk yıl sonra evimizin yerinde yeller esiyordu, Cadde olmuştu evimiz, Üzerinden insanlar, Hayvanlar, Arabalar geçiyordu, Tarih olmuştu, Ben de o tarihin bir ayrıntısı, Sağına baktım soluna baktım, Yedi uyuyanlar gibi, Burası benim doğduğum yer mi dedim. Oradan biri gelip bana sormaz mı, Yabancısınız herhalde diye, Evet desem değilim, Hayır desem değilim, Dönüp adamın yüzüne baktım, baktım, Kelimeler boğazımda düğümlendi, Ağlamaklı bir sesle, Dünün yerlisi, Evet ne yazık ki bugününde yabancısıyım dedim, Evet bu soruyla yabancı gibi kaldım orta yerde, Gökyüzüne nasıl yağmur bulutları gelir, Sonrada Allah ne vermişse yağmur olarak iner, Evet benim de gözlerim de buğulanmalar, Boğazımda tıkanmalar başladı, Nihayet gök gürültüsü misali hıçkırıklarla ağlamaya başladım, Gözlerimden bardaktan boşanırcasına yaşlar indi, Ben bu gün, Ben doğduğum, Koşup oynadığım, bu şehirde yabancı olmuşum, Yedi uyuyan olmaya gerek yok, Üç yüz yıl beklemeye hiç gerek yok, Kırk yılda kendi doğduğum toprakların yabancısı olmuştum, Bu satırları yazarken, gözlerim yine buğulanmaya, Boğazım yine tutulmaya başladı, İyisi mi hiç karıştırmayayım, Yarında bugünün yabancısı olacağım herhalde. Sinan Karakaş |