BEN HİÇ BÜYÜMEDİM ANNE
-TÜM ANNELERE-
Hep anlatırdın ya; Kış, yerini bahara terk ederken, Tekecen toplayıp gelmişsiniz kırlardan, Akşam da sancılanmışsın, Kerpiç evimizin gaz lambasıyla aydınlanan İs kokulu bir odasında. Goca Anşa’yı çağırmışlar ebelik etsin diye, Doğumum sert olmuş, Goca Anşa bir yere, ben bir yere düşmüşüm. Senin kokunun verdiği güvendendir herhal; Canım hiç acımadı anne. Gündüzün bahar sıcaklığına inat, Geceleri soğukmuş. Ocakta tezek yanarmış. Elbet her bebek gibi çırılçıplak doğmuşum ama, Senin sıcaklığın yetti bana, ben; Ben hiç üşümedim anne. Kundakta imişim, Ellerimi dışarı çıkarmışsınız, Unluk yıkıyormuşsunuz ırmak kenarında, Nasıl olduysa düşmüşüm ırmağa. Atmışsın kendini can pahasına azgın sulara. Çekip almışsın beni sulardan, ölümün kucağından, Kucağına basmışsın ya beni hiç ayrılmamacasına, ben; Ben hiç korkmadım anne. Kardeşlerimle kardeş kardeş dövüşürken, Durun derdin de biz durmazdık da, Sen de bizi döverdin de, Ben tokatlarını esas duruşta yerdim ya; Canım hiç yanmadı anne. Okuduğumuz yıllarda terör vardı. Taş vardı, değnek vardı, bıçak vardı, kurşun vardı. Kan vardı, her gün onlarca giden can vardı. Bütün bunlara karşılık, senin duaların vardı, ki ben; Ben ölmedim anne. Sen hep özledin, Okul yolu gözledin. Asker yolu gözledin. Gurbet yolu gözledin. Gözlenen bendim, özlenen bendim, ama ben; Ben bilemedim anne. Büyüdük, Çocuklarımız oldu boy boy. Sen, babaların anası, anaların anası oldun. Sen büyüdün, ailen büyüdü, gönlün büyüdü, Olmuşları gördün, olanlardan olacağı gördün, uyardın da, ben; Ben göremedim anne. Sancılandığın bahardan bu bahara Elli beş koca yıl geçti anne. Baharda kışı yaşıyorum, saçlarım kar beyazı, Yazıları sis basmış,gözlüksüz okuyamam. Bu kocamanlığımın altında, Gözlerim yumuk,ellerim yumuk yumuk, Senin ellerini arıyorum, tutmak istiyorum ya, ben; BEN HİÇ BÜYÜMEDİM ANNE… |