Yaşlanmayan Duygular
Hiç düşünmezdim senden ayrı,
Koca ömrü bir başıma devireceğimi... Bak işte ömrümün sonuna geldim… Bedenim kaldırmıyor bazı şeyleri, Ama yüreğim 20 yaşındaki gibi seviyor seni, Kimseler bilmese de… Kimseye söyleyemesem de… Yanımda çocuklarım var, torunlarım… Hatta eşim… Ama hala yüreğimde sen varsın. Acaba sen de benim gibi kırış kırış oldun mu? Yoksa yaramaz tatlı kızlar yaşlanmaz mı hiç? Ya yüreğin? Yüreğinde taşıyor musun beni? Yoksa ağır gelip pes mi ettin? Bakıyor musun o camdan dışarı? Beni arıyor mu gözlerin? Belki sen bilmiyorsun ama Ben hala o bankta seni bekliyorum, Soğukta… Eşim de çok iyi biri… İyi davranıyor bana, seviyor da üstelik… Ama elde değil işte, Yeşil gözlerine baktıkça seni hatırlıyorum, Hala bilemediğim mavi – yeşil gözlerini… Belki çocuklarımda o cesareti gösteremedim ama Torunuma senin adını verdim Küçük tatlı kızım onda yaşasın diye. Yaramazlıklar yapsın, kırsın döksün her şeyi, Deli dolu olsun diye. Ve kendime söz verdim, Ben yaşadıkça gözümün nuru olacak, Her ağladığında gözyaşlarını silecek, Onu kötülüklerden koruyup, Her istediğini yapacaktım. Hatta vasiyetimdir dedim: “Bu kızı sevdiğine verin Yoksa hakkım helal değil size” Benim yaşadığımı yaşamasın diye Ve yakında bedenim toprak altında olacak, Ama aşkımız hep göklerde, Hep dua edecek, Her seven kavuşsun diye sevdiğine, Yalnızlığa mahkum aşkımıza inat… (Fotoğraf için Emrah Bey’e teşekkür ederim...) |