FAİL MEÇHUL !
Dudaklarım da dönüp dolaşan onlarca yetim kelime
Bir türlü derlenip toparlanamıyorlar cümle yolculuğuna Tam bırakmışken kağıdı kalemi engellerimin akıntısına Tam da vazgeçmişken bu anafordan Bir bakıyorum hazırlanmış dikilmişler karşıma Katarlar dolusu söylem valizlerim Biraz elzem,biraz da tedirginlikle Basıyorum her birini sayfalarımın bağrına bağrına Ama olmuyor Yine olmuyor işte beklenen O hep beklenip dilenen kavuşma Gerçekleşemiyor Bu sefer de özne öksüzlüğüm canlanıyor harf harf satırlarım da Fail yine hep meçhul hep meçhul kalıyor Kalemim den akan yaşlar da Çıldırıyorum,haykırıyorum,yakıp yok etmek istiyorum hepsini Kıyamıyorum! Her birinin üzerini tek tek yüreğimle çizip Avaz avaz yetimliğime.öksüzlüğüme ,içime içime gömülüyor Ve SUSUYORUM! Lavinia... |
Durma ağla..
Ama ben kadar değil..
En çok benim gözlerime yakışır yağmur.
Şimdi ağlamayı bırak sarıl bana.
(D)üşüyorum.
Dağılıyorum tesbihin taneleri gibi.
Topla sende beni.
Bana vaat edilen bıçakları sustur yüreğinle.
Vazgeç ” varlığım yetmiyor İsmail ” cümlelerini.
Bir dilim nefesinden ver bana / yetinmesini bilirim.
Ve bu hayatta bulunduğum yeri biliyorum
Çünkü ben ki bu hayatta senin adın genişliğinde büyüyorum.
Vazgeç sorgulardan.
Kendinle savaşmayı bırak.
Faili meçhul cinayetleri üstlenmen yetmedi mi daha ?
Kaç canın var ki kendine ölümlerden ölüm beğenmekle meşgulsün ?
Kaç düş“ün kaldı daha kendi sapanınla vurmadığın ?
Kaç gülüşün kaldı kendi acınla öldürmeye kalkıştığın ?
Bana gözlerindeki huzur yeter sevgili.
Bırak dudaklarında ateş yarım kalsın.
Bana bir dirhem umut sun.
Senden gayrisi teferruat bana..
Şunu unutma ki sevgili; kendini öldürmekle itham ediyorum seni.
Her ne kadar gizlesen de kendini
” kendinle ” öldürmeye yelteniyorsun..
Devam et kendini hayattan soğutmaya.
Devam et kendini acımasızca vurmaya.
Bil ki; sen kendi mezarını kazıyorum bilirken ne yazık ki beni gömüyorsun ellerinle..
Kendini öldürmüyorsun, beni tüketiyorsun.
Ne çabuk unuttun be can, benim senden ibaret olduğumu.
Madem ölmek istiyorsun, iki kişilik kaz mezarlarını.
Ya hiçliğe beni de kat ya da senle yaşamanın huzurunu kendine ispat et.
Çünkü başlangıcı hüzün olan yüreğimin sonu senin gibi yüreğe nasip olsun..
Hani ” hayırlı ölüm nasip et Allahım ” diye dua’lar edilir ya;
beni duana kat ya da kendinle beraber beni de öldür..
Sonum olsun ellerin…
Biz. İkimiz.
Senle biz.
Hayat denilen toprağın umuda bakan filiziyiz.
Bize / sevdamıza nice insan masal diyecek.
Kimisi de düşlere bizi çizecek.
Lakin anlattıkları hiçbir cümle bizden alıntı yapamayacak.
Çünkü hayatın hiçbir karesinde masaldan alıntı yapılamaz.
Hayat sadece yaşanır.
Yazılmaz…
Bilirim ki, bu sevda için kurban istenirse bıçak dayanacağı yeri bilir.
Bilirsin ki bıçak en çok İsmail’in boğazına yakışır.
Ölmekse bu uğurda bırak arkaya kalmayayım.
Ben ki bir ” gülü ” Elif tazeliğinde “umuda ” büyütmekle vazifeliyim.
Sonuna kadar savaşacağım.
Bana biçilmiş kefenleri harf harf yırtıp sevdana bağdaş kuracağım.
Sonra dua dua Elif diyarında ” Nun ” ‘a divan duracağım.
Susmayı değil, ben sende yaşamayı koşacağım..
Hadi sen şimdiden şehrinin otogarında beni bekleyeceğin yeri belirle..
Bu gidişin dönüşü sanadır sevgili.
Ezberindeki tüm nakaratları doya doya dinleyeceğim senden.
Bilmediğim / gezmediğim Cenneti gözlerinde tahayyül ettir.
Çünkü sen benim üç kelimeye sığdırdığım mutluluğumsun…
Hadi durma.
Yüreğinin çekmecesinde saklı duran kelimelerini çıkar yerinden.
Düş dört yol ağzı cümlelere.
Adını devir cümlelerimin bir özne boşluğuna..
Yak tüm gemileri.
Tutuştur tüm hüzünleri.
Varsın yansın tüm replikler.
Hadi gamzelerinde biriktirdiğin sıcak gülüşlerini sun musalla soğuğu ellerime.
Avuç içlerime doldur saçlarının düşen yanlarını.
Sonbahar yanını bana bırakmayı unutma sakın.
Ya biz hayata ” ikimiz ” olarak geçmeliyiz ya da biz seninle yan yana ölmeliyiz.
Susacak mıyız yoksa yaşayacak mıyız bilmiyorum ama gözlerindeki hayatı seviyorum ben.
Susarsak da dilimizdeki istiflediğimiz tüm kelimeleri sonsuzluğa bırakır, ölümsüzlüğe koşarız.
” Hangi cümleye sığdırayım yüreğinin inceliğini,
Hangi söze bulandırayım gözlerinin rengini..
Bırak sen bende kal..
Herkes masalına bir kahraman yapacak birini bulur..
Bırak sen benim gerçeğim olarak kal
Ya da istemiyorsan
Kazdığın mezarları iki kişilik kaz.
Dudaklarımız kapanacaksa sonsuzluğa
Beraberce uzansın musalla taşına…”
İsmail Sarıgene
Kutlarım şairimi sevgimdesiniz saygımla
YÜREĞİNİZİN SAHİBİNE EMANETSİNİZ ....
CİCİ BAKIN ÖMRÜNÜZE VE GÖNLÜNÜZE....