YALNIZLIK SENFONİSİ
Sokak satıcılarının sesleriyle uyanıyorum uykumdan
Akşamdan kalma bir kahırla yıkayıp yüzümü, çıkıyorum sokağa Bulvarlara akıyor durmadan Gözleri ışıksız kadınlar ve yeni yetme kızlar Aşklarını denizin kıyısında ararlarken, yüreklerini çaldırıyorlar Kanat çırparak geçiyor Başımın üstünden akşam rüzgarı Yorgun belleğimde eski acılar Koşarak dönüyorum evime Mutlu apartmanı’ nda mutsuz insanlarla Tozunu alıyorum acının, hüznün bir de kederin İmgeler üretiyorum acının madeninden Oğlumun üç yaş fotoğraflarına bakıyorum Kar üstünde can vermiş Bir serçe gibi duruyor tel çerçevede... Kirli ve amansız büyüyor gece Geceyi elinden tutuyorum Elim alev almış gibi yanıyor Kentin bacalarından savrulurken hüzün Beynimin çıkmaz sokaklarında Giderek artıyor çekiç sesleri İki baykuş ötüyor iki dalda Kırmızı bir akrep ısırıyor yüreğimi Yüreğim iki parçaya bölünüyor Aralık kapıdan karanlık geliyor Örtmeliyim, kimsesizliğim duyulmasın Akan zaman saçlarımı aka boyuyor Mutsuzum, parasızım, kaçağım Kapılar hep üstüme kapanıyor... Yeni bir şiire başlıyorum gece yarısı Yalnızlığın rahminden çekiyorum dizeleri Bir serçenin donmuş sesinden Biliyorum, onsuz tadı yok dünyanın Yok artık sevdiğim o siyah saçlı kadın Ne olur çok sigara içme diyen Hani bir zamanlar eli elimde Sımsıcak türküler söyleyen... |