Bir yol hikayesi - K/adın hüzünden geçti.’Sibel’e’ / bu şiirdeki her harf kendi gerçekliğinden korkup, saklanmıştır bir kadının acılarına. / ey şiir! bu kez dost dediğime yazacağım seni biraz canın acıyacak / söz, ölmeyeceksin bir ömür saklanma garantisi veriyorum dost dediğimin yüreğinde acıları benzer olanların yürekleri de yakın olur ve nereden baksam tanırım hüznü ki, bir kadının yüzüne arsızca yapışmışsa artık onun gözlerinden bakar hayata Yüce senarist -sen’ dedi rolünü en trajik haliyle oynayacaksın iyi ezberle, tek bir acı eksik yaşanırsa cennetini çekerim ayaklarının altından en iyi kadın oyuncu ödülünden mahrum kalırsın
birinci perde söndürün ışıkları / sepya bir tonda ağlayacağım önce çocukluğum düşecek gözlerimden bıraktığı elim için Baba’ma iki elim yakanda sözü vereceğim ikinci perde ...ve a ş k geldi / yüreğimin bacasından sözcüklerin ipini bırakıp kimsenin anlamadığı bir dilde susarak konuşuyorduk dore renkli teller sarmıştı hayallerimizi kına kokulu düşler yanarken avuçlarımda bilmiyordum! gerçekleştiğinde taze çiçek satıcıları kadar kârsız olacaktı kaderimiz /katre toprak kokan göğsüne sokulursa yılan gibi yalnızlık bil ki sevgilim, yarım kalanımızı tamamlamaya geleceğim / Antrakt ruhumun kör kuyularından şizofren günler çekerken bedenime kaç gün geçmişti? üçüncü perde hayat aldıklarıyla çoğalırken / arsızca aşktan emanet çocuk gözler gülmeliydi ve hiç bir zaman bilmemeliydi ölüm..ayrılığın en onanmazı son perde akışkan günler doluşur kalan ömre kalabalıklar içinde yalnızlık başlar çoğu zaman / yalın cümleler de yiter suni sevdalar içi boşaltılmış şu dünyanın dibine vurdukça acılar kamçılanır içindeki yaşama sevinci hüzün en çok K/adın’a yakışır her sabah nemlendirilmiş cildin üstüne /allık fırçasıyla hüzün baskını gözlerin tam altına Gülay Bulut ondokuznisanikibinon |
her sabah nemlendirilmiş cildin üstüne /allık fırçasıyla
hüzün baskını gözlerin tam altına
güzel duygular bunlar emeğin birde gizemi vardır yaşamak anlamak gibi bir duygu