bana geleceksen temmuz ol
üstümü kurumuş yapraklarla süsledim
saçlarımı kırılgan eskimiş odun parçacıklarıyla yüzümü çamurla süsleyip yeşil bir ağacım şimdi düşlerimi süsleyeceğim o ağacın yemişleriyle yalnızlık kalmadı sırrı dünyamda bir bir topladım beraberliği köklerimi en derinlerine kucaklaşmak için saldım... benim mevsimim her gün bahar şimdi sonu olmayan dayanamaz filizlerim kara kışlara benim benim dökülmemek üzere açan çiçeklerim ol... bir damla ol kuraklık kalmasın gövdemde sen güneş gibi bir doğup bir batma sen oksijen gibi her an yanımda dudağımda ol ... bir an sensizliğe bir adım atma bizsizliğe uçurtman, hayallerin, gözlerin, herzaman benimle olsun bir salıncak ol mavilere, benimle yüksel benimle alçal denizlere... benim dünyamda ne kış var ne de son bahar bana geleceksen temmuz ol bana geleceksen kusursuz ol bana geleceksen umutlu mutlu ol imkansız bir aşkın baş harflerini kazıma gövdeme bana geleceksen yalın ol, yalansız ol doğadan alınan sonsuz huzur ol... balerinden ta derinlerden... |
bana geleceksen temmuz ol
bana geleceksen kusursuz ol
bana geleceksen umutlu mutlu ol
insanoğlu kusursuz olmayı çok istesede olamıyor yaradılışı gereği her gülün varki bir dikeni kusursuz olunmuyor
dikensiz gül olsa idi güle sevda yakan bülbül yanık ötermi-idi
ne yaz oluyor ne kış oluyor
sevdan bende hep güz oluyor
ne güldürüyor ne öldürüyor
aşkın beni süründürüyor
kalemin yüreğin manalarla çoşsun sende şiirsiz kalma saygılarımla.