Bir GÜL...
Bir gün Efendimiz Hz.Ali’ye sorar :
"Ya Ali , Allah’ı seviyor musun ?" "Evet ya Resulullah..." "Peki beni seviyor musun ?" "Evet ya Resulullah..." "Peki anne ve babanı seviyor musun ?" "Evet ya Resulullah..." "Peki çocuklarını seviyor musun ?" "Evet ya Resulullah..." "Peki bunların hepsini bir kalpde nasıl yapıyorsun ?" Deyince yüce Peygamber, Hz.Ali düşünceye dalarak evine gider... Hz.Ali’nin bu düşünceli hali öyle ki, Hz.Fatıma’nın dikkatini çeker : "Bu düşünceliliğin nedendir söyle ki..." "Bir yardımım olsun ..." der "Dünyevi kaygılarsa sana yakışmaz, bırak gitsin !" "Yok Rahmani kaygılarsa birlikte çözelim..." Hz.Ali bütünüyle anlatır olanları... Hz.Fatıma durumu öğrenince tebessüm eder : "Git babama ve de ki : "Kişi Allah’ı aklı ve ruhuyla sever..." "Peygamberimizi kalbiyle sever..." "Anne ve babasını saygıyla sever..." "Eşini nefsiyle sever..." "Çocuklarını şevkatiyle sever..." Hz.Ali aldığı bu cevap karşısında memnun olur. Peygamberimizin yanına gelir. Sevginin kaynaklarını bir bir sıralar... Peygamberimizi bu cevaplar memnun kılar. Tebessüm içinde yüzünü dönerek : "Ya Ali , bu bana getirdiğin bir güldür..." "O gül nübüvvet ağacından koparılmıştır." *********** nübüvvet : peygamberlik |