Yere Bakan
Şeytan öptüğünden beri dudağımdan
aşka inancım kalmadı. bedenlere ruh giydirip sevda yaptık yokluğu. içinde bir dünya saklayan aynaya her baktığımızda bulduk doğruyu. bildik yanlışı hep sevdik acıyı.. susup kaldık. Üç dediğimde kayboldu içimdeki çocuk çocuğu ağlatıp büyüttüm ne diye? ... Bir tene hapsolsun ömür bitene kadar, gidene bitti diyebilsin bir nefes alıp verene kadar... bir de ne var elimde yürek kanadığında dindirecek? Sığındığımız her limana umut dedik umutsuzluk olmuşken adı denizin umutsuzluk çarptıkça umutlara bedenlere giydirdiğimiz ruhlara sarıldık gemiler yaptık yıkıp geçmek için umutsuzluğun diğer kıyılarına umutlara... Yelken yaptım acıyı körüklesin ateşimi diye sonra şeytan gelip korsanca çengelini taktı boğazıma öptü dudağımdan uzunca... yitirdim inancımı yaşattığım ruhlara! oturup hazinemizi saydık çaldıklarımızı, benliklerini kaybedenlerden, oturup içtik, içip güldük aptalca. kalın ensesi vardı tek seferde kesebileceğim türden yattı dizlerime ensesinde cehennem dövmesiyle şeytan diyip geçmemiştim ama o da yenik düştü ölümün kardeşine rüyadaydı, yedi renkli bahçede... kılıcıma uzanıp kestim boynunu zalimce tek renk oldu, umut... umutsuzluk... tenim silindi şeffaf oldum.. kayboldum... bembeyaz gecede kör eden gözleri alabildiğine ak, alabildiğine yok oldum... yitirdim inancımı yaşattığım ruhlara... Stowaway |
UMUT ŞEYTANA SATILMIŞ
ÖPÜCÜĞÜNE HASRET KALMIŞ IŞIK
BOYNUNUN NE KALIN OLDUĞUNU GÖRÜNCEYE KADAR
RUH SALLANMIŞ DÜĞÜMLERİNDE ACININ
YÜREĞİNİZE SAĞLIK....