hani *sen* gitmeyecektin?
sahte gülüşlere çakılı kaldı gamzelerim
hani sen gerçektin? öyle büyüdüm ve öyle çirkinliklere şahit oldum ki hani sen yeni doğmuş bir bebek gibiydin? yokluğun canımı acıtmayacaktı hani hiç yalnız bırakmayacaktın tüm mektuplarım çocukluktan kalma masumiyet kokacaktı hani? oysa sadece kederdi o satırlarda şahit olduğum... güneşin gökyüzüne aşkı gibi kenetlenecek onları bile kıskandıracaktık hani? hiç korkmamam gerekirken olan bitenden bekçi köpeği gibi aşkının bekçisiyim oysaki hani zemheri ayazı gören ellerim yokluk görmeyecekti? hayalin yerine sensiz kabusa dönen rüyaların gazabına uğruyorum her gece. beraber ektiğimiz sihirli tohumlar daha tomurcuk olmadan çürüdüler oysaki toprakta. gittin ya sen, sensizlik değil sadece kışı, hazanlı mevsimleri yaşattı bana. |