Ne söylesem, nefesi hüzünle mi derlesem!Bir hicranın sancısıyla ağlarım Dinlediğim güftenin nağmesinde hasreti koklarım Umudun kanatlarında sayıklarım, bahtın abadında aşkla yanarım Sine-i yangınlığımı, hüznümün her katresini yazarak hayıflanır, nefesi bırakırım Neyleyim ki duçar oldum esine Her nefesin asudeliğinde gizlenen esrarın naifliğine Erdemin açılan raddesinde, suhuletin ibret perdesine ram olur giderim İdrakim için kalbime inşirah dilerim, gönül sahifemin açılmasını niyazla edebim Ruhuma paye olacak mizanla Nefsimi yıllara sâri nizam edemediğim ayrık otlarıyla Sine-i melalimde açmayan ülfetli baharla, mümbit çiçekler açtığında Hali fakirliğimde hüzün yaşarım, solgun ve bizar dirliğimde şaşkınlığa başlarım Nereye yönelsem hicran anımda Vaktin kıt kanat bahşettiği anlık şevkle, hazan ensemde Zemherinin en bakir rüknüyle, kalan nefesim bir mahzunluk nağmesinde Ömür vaat edilen dirlikse hesap kalbin sayfalarında silinmeyen ibretin idrakiyse Dinmek bilmeyen bahaneler için Yâd edemediğim aşkın hasreti bir vehim, ruhumda sökün Ne kadar la havle desem, boynumu büküp hüznü mütemadiyen nefeslensem Çileyle vuslatın badesini içsem, sol yanımın ağrısını sürura havale ederek göçsem Çıktığım yolun merakı celbe diyor Düşündükçe kalbim ritmini yükseltiyor, nefesim fersizleşiyor Gözlerim sessizliğinde hicranımı ifşa ediyor, ram olduğum hüzün başlıyor Ne nidam duyuluyor ve ne de hasretim serabın suhuletinde burukluğumu gideriyor Okuduğum mısralar beni anlatıyor Anlatamadığım her ne varsa ve sinem sancıyla yakarınca Gönlüm rahatlıyor, dilim susuyor, gözlerim boşalarak umudu hatırlatıyor Vaat edilen her ne varsa, bilmediğim hakikatler karşısında izanım keşkeler yaşıyor Mustafa CİLASUN |
EMEĞİNİZE SAĞLIK...