YOLCULUK
YOLCULUK
Siirt’ten çıktım yola, Selam verdim sağa sola Haydi; Benim bu dünya da garip gelmiş şairim Yolun açık ola… İstanbul’un sokakları romanlar içindeydi Başımda unutamadığım sokakların havası Dilimde hep oraların sözleri Ellerim ceplerimde, Bir aşağıya bir yukarıya. Romanlar; İstanbul’un sokakları romanlar içindeydi. İstanbul’un yolları asfalttır asfalt Nasıl ayakların yorulmuyor yeter, Sensiz gece gündüz gözümde tüter. Yüreğim yanıktır İstanbul hasreti… Of of,kemirir bağrımı İstanbul hasreti! Kaptan; Şoför durdu,bir yerde durakladı, Şoförün adı bilmem ki bilmem neydi, Bir yolda burada duralım dedi. Elleri titriyor,gözleri uyku içinde, Yarına uykuyla başlar uyanmaya. Bir selam uçuralım hemen şoför değişsin diye… Sabah oldu uyandım baktım ki, Doğan güneşe karşı Dertler biraz daha unutulmuş, Gurbete biraz daha alışılmış, Yapılacak işler düşünülüyor. Sabah oldu… Birden gözlerim doldu, Ailemi hatırladım… İstanbul geçer rüyalarımda Allı pullu caddeler,evlerin arasında, Ben,zavallı. Ben yıllardır İstanbul’a hasret, Düşünür,düşünür ağlarım. Hatırlamıyorum ki İstanbul’a gittiği mi? Bir otobüs koltuğu arasında gittiği mi? İstanbul’un; Suların maviliğini,göklerin yeşilliğini, Hala göremedim… İstanbul geçer rüyalarım da, Allı pullu caddeler,evlerin arasında… Ben,zavallı… Ben yıllardır İstanbul’a hasret. Biliyorum,kolay değil yaşamak, Gönül verip türkü söylemek yar üstüne, Yıldızların altında dolaşıp geceleri, Gündüzleri,deniz kenarında gün ışığında ısınmak, Şöyle bir fırsat bulup yarım gün Dolaşıp tozmak İstanbul caddelerinde… Bin türlü akarsu akar boğazdan Boğaza atlayıp en iyisi her şeyi unutmak Biliyorum kolay değil yaşamak. Ama işte… Bir ölünün hala yatağı sıcak, Birinin saati işliyor kolunda Yaşamak kolay değil,ya kardeşler, Ölmekte kolay değil,kolay değil bu dünyadan ayrılmak. Ey hatırası içimde yemin kadar büyük! Ey bahçesinin hoş günlere açık kapısı! Hala rüyalarıma giren İstanbul caddeleri. Ey sevgi dalımda ilk çiçek açan İstanbul! Kanımın akışını yenileştiren İstanbul caddeleri, Gül dolu ışıkları sevda dolu akşamlar, İçime yeni fecir gibi dolan çocukluk. Ey tahta perdenin üzerinden aşan İstanbul! Ve havası seslerimizle dolu bahar, Koşuştuğumuz yollar,oynaştığımız sular, Kağıttan teknesinde bir gemi, Duyulup karşı minareden ezan sesi, Yatağıma sıcaklığını getiren rüya. Denizlerinde onunla yaşadığım dünya. Ve ey ufku beyaz cennetlere giden kıyı. Ah! Bir çok şeyleri hatırlatan İstanbul yolları, Ve o ilk yolculukta başlayan hasret,zindan. Atları çıngıraklı arabaların ardından, Beyaz keten mendilimle sallanan ilk acı. Ilık gölgelerle uyutup düşünceleri, Beyaz eteklerine bana göründüğü an, Ve denizleri mavi yeşil açıldığı an, İşte o zaman içimi götürdüğü andır. Ah İstanbul !,İstanbul,vay İstanbul ! Beni hasretinle mahf ettin gittin İstanbul. Seni düşündüğüm zaman Aklıma gelir bir yaman Seni özlüyorum işte o zaman. İstanbul!a,İstanbul’a alışabilecek miyim? Siirt’i,Siirt’i unutabilecek miyim? Güneşten sonra yattım, Güneşten önce kalktım. Camdan dışarıya şöyle bir baktım,İstanbul yavaş yavaş görünüyordu. Ailem dedim… Kaçıncı rüyadalar şimdi. Masmavi sulara Kirli bir gün ışığı dökülecektir. Çatanalar,manavralar,kayıklar, Limanda sıra bekleyen gemiler arasında. İnsanlar hayat mücadelesinde, Adamlar,kadınlar,çocuklar… İstanbul,ah İstanbul!,vah İstanbul! Benden selam olsun İstanbullulara. Çıkıp bu yolda koşmalıdır insanlar. Arabaya,otobüse binmeden, İstediği yere gidilmelidir. Hey!hey! Hey insanlar!,hey insanlar!,İstanbul’un insanları hey!!! Savunun geliyorum,hey İstanbul’u beyleri! Böyle olur yüksek yerin güneşi, Böylesine söyletir insana. İstanbul yolundayız Yolların arkasında Birden bire denizi göreceğiz. Denizi gökle bir göreceğiz. Şimal rüzgarları gelecek uzaktan O yolcu,biz yolcu, Şimal rüzgarlarıyla öpüşeceğiz. Güneşli bir günde, Masmavi göreceğiz Marmarayı. Anadolu yakasından,Avrupa yakasına kadar, Karış karış biliriz biz bu şehri. Evlerin çiçekli bahçeleri, Bodruma kömür taşıyan vagonlarıyla, İstediği zaman yakıp söndüren, İşçi gözüyle bize bakan insanlar. Mavi akar İstanbul’un çeşmeleri Böyle içilir çeşme suları… Gemiler vardı limanda gemiler Her biri yeni bir ufka gider. Bende İstanbul’un hesabını öder, Memleketime,mahalleme,arkadaşlarıma, Dostlarıma geri dönerim… Ahmet ŞENDÜL |