TAŞLAMA
(11.06.2003-Sarıcakaya)
Yazarım, yazarım, dosta yazarım. Dost elinden harap oldu pazarım. Uzak ufuklara bakar nazarım. Bekleye, bekleye, can heder olur. Hölük toprağın görür düşünde, Boş beşik yürür mü? Bebek peşinde! Sorarlar dert kimde? Acep eşinde... Dolana, dolana ten heder olur. Artmış para tırnağından dişinden. On sekiz yıl gelmiş, geçmiş peşinden. Âh garibim.. boşanmışmış eşinden. Odalar boşalmış, han heder olur. Araba sevdası, kır at sevdâsı. Edâlı işveli avrat sevdâsı. Motora binmişte sürat sevdâsı Suyun koynunda beden heder olur. Avrat, evlat, ekmek soğana tâlim Et kokarak ağzı, geliyor zâlim. Üryân urbası, der ki:” Gör hâlim”. Göz yaşı süzülen ben heder olur. İmamın dilinde, borsayla arsa. Cemaat bulsa da, dîn, îmân sorsa. Salâ verilir de, kapar mı parsa! Uykusun böldüğü, tan heder olur. Kulaklar mühürlü, gözler mühürlü. Mühürü kazıyan, sözler mühürlü. Yıllardır özledim, özler mühürlü. Uğruna dökülen, kan heder olur. Dallı Mustafa’yım, döktürdüm yine. Sökülmez dertleri, söktürdüm yine. Tortuyu dibine, çöktürdüm yine. Kıymetin bilinmez, şan heder olur. Mustafa SUNA |