...İNSANLIĞIN KURBANI...
Sabah ilk ışıklarını çiselerken bu dünya ya
Ayazda boynum bükük, elim böğrümde, usulca kalktım Dimağım uyuşuk, sezinlemezken tüm bedenim İskarpinlerimi kapıda sessizce, ayaklarıma geçiriverdim Yürüdüm, Gözler yarı sersem bezgin, uyuşukluk halinde Sesiz Cem sokuldum, ümitle günün ilk saatlerine O güne beklentilerimle, attım ilk adımları Ayaklarımla tekmelerken, hüsranlı geçmiş yaşamımı Sus dinledim, Bir tarafta rüzgâr haykırıyor, bir tarafta denizin uğultusu İlk saniyeler beni uyardı şuur altımdan, elzem olanlara Ruhsuz, kendime gelmek uğruna kalakaldım ortada Varlıklı olanlar çamur sıçratarak, hızla geçti gittiler Çaresiz kaldım, Bir tarafta, duaları ile beklenti içinde ağlayan fakirler Bir yanda, leş kargaları gibi talan etmek isteyenler Her yandan ses kaynıyor, bir biçim de, hayâsızca isteyerek Bel bükük mü? Baş dik mi? yumuşak mı? Girmeliydim bu gün’e Bir düşündüm, Gaye, akşama kalleşliğe yenilmeden galip dönebilmek Sorun ayakta kalmak, gayreti içinde rezile gebe kalmamaya Her gün aynı demlerle, neler neleri pislikte kovalamakta Bu rotası bozuk dünyada, insanlığı çıkara kurbanlar ederek Yandım ağladım… (27.03.2010)AZAP... |
saygılar