SEN
Sen hiç uykunun firar ettiği gözlerinle /
gecenin en ıssız en tenha saatlerinde yürek sızılarının acısı ile kıvranıp / kanayan yaralarına bir başına tuz bastınmı kalemi alıp eline tüm vefasızlıkları yazdınmı sessiz sayfalara / ağladın mı yalnızlığına ..... delice esen rüzgarın sesinden ürktünmü kaybolup gitmişken / anıların ortasında .......... aynaya baktınmı / sordunmu kendine / neden ! neden diye ! / nemli gözlerinle ..... cevapsız tüm sorular gibi / yitip gittinmi kendin açtığın yürek yaralarında / yandımı için... hiç boş kalmayan küllüklere bakıpda / bir tane / bir tane daha yaktınmı sigaranı peşi sıra ..... içinden çıkıp sokaklara / haykırmak geldimi avazın çıktığı kadar / karanlıklara ..... yada gökyüzündeki yıldızlara bakıp / benide alın yanınıza dedinmi / ay ’ ı kıskandınmı dinlediğin tüm şarkılar / içini yaktımı alev alev ölmeyi istedinmi bir an / çaresizce ... bu içinden çıkamadığın labirentten kurtulmayı denedinmi ? kendine / yada soranlara iyiyim deyip kandırdınmı kendini / sonrada güldünmü kendi yalanına / kendine ait ördüğün bu acılar kozasında / iliklerine kadar hissettinmi haykırışlarının sessiz çığlıklarını yağan yağmurda özgürce ıslandınmı hiç sokak kedisi gibi üşüdünmü sonra yokluğunda .............. hala nefes aldığına inanamayıp / ben nasıl yaşıyorum diye sordun mu hayata ve her şeye rağmen çektiğin tüm acıları / kanayan yaralarını sevdin mi / hissettiğin için evet mi ? öyleyse başını koy omzuma / benimle ağla... hayır mı ? o zaman bu satırları okudun sayma ... 05/06/2007 |