Çanakkale
Denizler aşıp da gelen işgalci!
Yorgun Mehmedimi, öldü mü sandın? Yıllarca cepheden cepheye geçti, Atlas Ayyıldızım, soldu mu sandın? Koca koca gemilerin geldiyse, Ateş topun siperlerim deldiyse, Akan kanım toprağıma dolduysa, Meydan postalına kaldı mı sandın? Namluların ölüm kussa korkum yok! Vatanıma verilecek kanım çok. Çıkıp toprağıma avuçla bir bak! Atam vatanından çaldı mı sandın? Ne istersin toprağımdan, yurdumdan? Ben ölürüm, binler gelir ardımdan. Yer titriyor attığım her adımdan, Meydan mahşer yeri oldu mu sandın? Tükendiyse mermim, süngüm ne güne? Yol vermem ölmeden, ben sana yine. Ant içtim ölmeye, namus üstüne, Gözüm gördüğünden, yıldı mı sandın? Çanakkale her geçene yol vermez, Bir kutsal direniş, akıllar ermez. Koca zırhlıların peş peşe durmaz, Geçeceği yolu buldu mu sandın? Delinir, delinmez sandığın kalkan, Çeliği eritir döktüğüm al kan. Siperden üstüne hücuma kalkan, Hatırın sormaya geldi mi sandın? Sürsen de üstüme, yedi düveli, Göğsümle tutarım, ben azgın seli. Vuruşup kaçtığın; Mehmedim, deli! Azrail önünü çeldi mi sandın? Az kaldı ufkumda sökecek şafak, Tarih bu destanı başa yazacak. Karanlıkta süngüm parlıyor bir bak! Hilal bulutlara daldı mı sandın? Çanakkale Mehmedimin namusu, Annesin feryadı, yârinin yası. Yan yana toprakta yatar kanlısı, Öleni defterden sildi mi sandın? İzzet Kocadağ |