Vatansın oğul
Vatansın oğul
Sen Çanakkale’sin oğul, yurt sensin toprak sen, Bir elinde al sancak, bir elinde silahın, Biraz sonra şehadet, cennet senin mekanın, Eğer geri dönersen, gazidir senin şanın. Sen topraksın, sen ateş, Kilitbahir’de kale. Düşmanın ödü patlar, rüyada akla gelse, Gücümüzü alırız, biz ilahi kitaptan. Ölüm nedir ki; şehadet muştusu dururken, Yaşamak gibi koşarken enginden yüceye, Bütün kafir bir olsa, getiremez kündeye. Kanımızla yoğrulan bu vatan toprağına, Bastırma! Bir adım dahi zalim düşmanına. Lakin misafir olsa en büyük düşmanımız. Soframızı açarız, hoş sevecen tutarız. Sen Çanakkale’sin oğul siper et gövdeni. Geçmesin bir melun bak; o kapıdan içeri. Tarih tanık, toprak tanık, taş tanık vatana. Hak iddia edenin boyuna bir baksana! |
Sonra zamanı geliyor bizim delikanlılarımız askere gidiyor, onların huzurunu sağlamak için nöbet tutuyor, çatışmalara vuruşmalara katılıyor, parçalanıyor, ölüyor, yine onlara hizmet ediliyor, onların ekmeğine yağ sürülüyor
onların yan gelip yatan, baba mirasıyla insan harcayan piçlerine hizmet ediliyor.
Biz kapitalizmin oyunlarına evlat yetiştiriyoruz, körebe oyunu oynatıyorlar, yıllardır bu hep böyle oldu. Gariban çalıştı, gariban çırpındı, gariban yoruldu ve yine garibanın çocuğu vuruldu
Sonradan da yine kapitalizmin oyuncağı olan Müslümanlık, bu garibanların ölen çocuklarını şehit saydı, bu şekilde teselli etti, bu şekilde uyuttu. Hatta şehit gitmek için zavallıların beyinleri yıkandı, gönüllü bile gittiler, öldüler
Sonra kimin cenazesi geldi, kimin ki parçalandı, bir parçası bile kalmadı,
Cenazelerin başında bırakmadılar ki gariban ağlasın, ağlamayın günahtır, ağlamayın cennete gitti, ağlamayın ki yerinde rahat uyusun diye, insanları cenaze törenlerinde ağlamalarına bile izin vermediler
Yıllardır bu hep böyle oldu, böyle de gidecek
Ben kimseye kafir diyemiyorum: Dinsiz Ülke yoktur. İlle de İslam olması mı gerekiyor, kafir olmamak için
O dinleri de kitapları da Allah göndermedi mi
İşte böyle diyerek, oyunlarıyla yıllardır milleti savaşa sürüklediler, binlerce insan öldü, binlerce eli kınalı gelinler dul kaldı, binlerce çocuk yetim kaldı. Geride kalanlar ne yaptı, o zamanlar daha büyüktük, daha zengindik, daha soyluyduk, şimdi neyimiz kaldı...
Hala övünmekteyiz, biz bu kadar aciz miyiz ki, hala çoluk çocuğumuzu pohpohluyoruz
Hala çocuklarımıza ölmenin güzel birşey olduğunu öğretiyor, sevdiriyoruz
Soframızı düşmanımıza asla açmayız, işte o zaman ilk önce kendimize,
daha sonra kimliğimize,
kişiliğimize,
daha sonra da ülkemize
ihanet etmiş oluruz...
Çok iyi niyetle yazdığınız ortada, temiz duygular
iyi niyet
ve ülkesine sahip çıkan bir yurttaş
saygı duyarak okudum
Teşekkür ederim içimdekilerini dökme fırsatı yarattığınız için
var olun Sn: kevir
saygılarımla