Gizli Sürgün
Nazımın sürgününden farklı değil benimkisi
Onunki resmiydi Gizli sürgün benimkisi… Buzlu yollara basıyor benim ayaklarımda Hatta, Fon müziğim bile var Ardımda… Dostum Nazım! Seninde özlediğin kadınlar oldu Bu beyaz topraklarda… Özlüyorum bende Senin gibi Nazımca… Nazımca içiyorum cigaramı Dokunaklı… Ölümü özlüyor gözlerim o esnada Anam geliyor aklıma Ve vazgeçiyorum Yaşamak istiyorum Babamca… İnsan gibi ulan! Adamca… Sakallarımı kaşıyorum İnce belli bardağıma düşüyor yasaklı harflerim… Düşüyor yüreğimde bir şehir Üşüyor kelimelerim… Bombalar yağıyor Nazım adlı şehrime, Ruha kavuşamadan ölüyor Kasıklarımda uyuyan piçlerim… Cümlelerim… Ah annesizlerim! Kelepçeler vuruluyor bileklerime Bağlanırken gözlerim… Traşlı, Kanlı canlı bir adam sövüyor Nikotin sarısı suretime Ve yasaklanıyor sözlerim… Dağlanıyor Senin deniz Benim gece rengi gözlerim… Dostum Nazım, Sansürleniyor muyuz ne? Neyse… Hadi bir çay koy! İçelim… İnceleşsin ruhumuz Anneleşelim İnceleşsin ki Ağlayabilelim… Üstad, Senin sürgününden farklı değil benimkisi Seninki resmiydi Gizli benimkisi… Mavi gözlü adam Söyle hele! Kaç urgan uzatıldı sana? Laf aramızda Doksan Dokuz urgan vuruldu Günahkar boynuma… Günahkar ya! Sevaptır dediler Vurun! Düşmüş nasıl olsa, Vurun ha! Vurun hayduta… Dertliyim şiir dede Uzun mu uzun bu hikaye… Seni ele geçirdiler ilk Düşürülen şehrimde… Kadınlarım toplandı daha sonra Mühür vuruldu yüreğimde ki hareme… Cigaramı aldı bir el Küfretti sevdiğime… Sakallarımı gizlediler suretimde Sürgün koktu yanaklarım Ve Maske taktı aynadaki ruh hastası, Kanadı suratı Kanadı kalemine oturan bakire… Anadan üryan artık kelimeler Babadan izinli… Bir namus belgeseli bu Bir Nazım Hikmet filmi… Giden sakallı adamın Son elvedası beyaz etli kadına, Gizli bir sürgün notu belkide Platonik bir isyan şiiri… Erkan İsa Şen Gizli sürgün notları |