Kanat İzlerimi Arama
I.
Sorularım cevapsız kaldı. Zeki çocukları kandıramıyor artık söylediklerim. Korkularımızın maskesini yırtıyorlar yüzümüzde. (Bütün cennet hikayeleri ve cin uydurmaları...) Arkamıza bakınıyoruz durmadan. Kandırılmış çocukluğumuzdan akan kan ve kendi kırdığımız kalbimiz. Hep annemize tutunuyoruz adam cüssemizle. Aşklarımız devlerin tırnaklarından sökülürken, bir ninnide uyanıyor düşlemediğimiz ayrılıklar. (Katil bir yaz tatilinin; kesip avuçlarıma bıraktığı kiraz ağacı...) II. Bilgi. Çağımın canavarı. His taşımıyor kablolar.Yeşil gözlerini bana ulaştıran o evrensel hız. Yokluklardan yaratılmış ruhsuz insan artığı. Yarım asırlık yalnızlığıma gösteremediğim boşluğa otağ kurmaya çalışıyor.Yedi düvel padişahı sanarak kendini. Kayıp zaferlerin naralarına kırık mızraklarını saklayarak. Bilgeliğinde aptallığın saklanmaz büyüsü. Daha ne kadar çok kandırabiliz kendimizi, biraz daha birarada olabilmek için. (Yanılgılarımızda hep bir düş.Yüreğimizin düştüğü yerde. Biz aşkı görmeyen körleriz bu ağzı yırtılmış şehirlerde.) Evler ben. Caddeler ben. İnsanlar ben. Reklamlar yenileniyor ekranlarda yıkılırken sığınaklarımız. III. Düşlerim kırıldığında neden canım yanıyor? Madem ki gerçek değiller. İnsan denen kuşun bir kanadı yaşam ve ölüm bir kanadı. Düşeceğim derken uçuveriyorsun. Gökyüzünde kanat izlerimi arama,bırakmadım. Yine de sorabilirsin hüzün taşıyan bulutlara,göçler beni tanır. Daha ne kadar çok kanatlanacağız kimbilir, yeniden yeniden düşmek için. IV. Siliniyorum gittikçe.Varlığımı görünmez kılmaya çalışıyorum; (şiirlerim için). Bende büyümeyen çocuğu sizinle tanıştırabilirim. Bildiklerinizi unutursunuz beraberce. Size biraz güneş sararım yolluk, bir meleği ayartırım yoldaş olsun diye. Köprüleri yıkılmış derelerden geçerken kollar sizi ay altında şeytan patikalarında. Ben. Zaman yolcusu. Sonbahar yapraklarının altında toprağa giren solucan. Üzerime biraz daha basarmısınız? V. Kanat izlerimi arama. Bir bin yıl daha yaşarım sen beni görmeden. (bulutların saklısında kalırım bilerekten, sen beni yağmur bil) Seyyah sözlerime biçtiğin değer bir papatya alamaz kırlara çıksa. Güzel bir günde bulutlar neden sessiz acaba? Boşluğa bir söz bırakma. Bir bin yıl daha duyarım ben seni, duyarım her söz için. (Kuru dere yataklarının; susup içime bıraktığı akıntı...) VI. Gök.Şairlerin intihar tarlası. Bundan kelimelerin kanının mavi akması. |