Hiçbir şeyime...
Tarif edemezsin biliyorum…
Teni acıtan bir sessizliği vardır yalnızlığın. Kokusunu duyabileceğin bir yerden bak geceye çünkü ne mavisi kalacak geriye ne siyahı… Korkuyla boşluk karışımı… Ve bana yalanlar söyle… İnanacağım yalanlar söyle… Biliyorum ki zamanın durduğu yerde gerçekte anlamsızdır… "Hiç"i benimsemiş birinin "hiçbir şey"i olmak ne demek bilirsin. "Hiç"i özleyen birinin hayatından "hiçbir şey"i olamadan geçip gitmek ne demek bilirim. Kilometrelerce yolu geride bırakıp yabancı bir şehrin yabancılarına karışmak... Geçtiğim duraklar, benden geçen anılar, bir de şu ağaçlar... Gitmek güzel. Yolun sonu kendine dönmek olmasa. "Ne alıp veremediğin var kendinle?" diye sorma. Gidip gidip döndüğüm yollar, elimin tersiyle ittiğim mutluluklar kadar borçluyum bana. Senden sonrayı veremedim daha... Bazen yazdıktan sonra silineceğini, okunduktan sonra unutulacağını düşünerek yazarsın. Bu gece silinmeyeceğini, unutulmayacağını çünkü okunmayacağını düşünerek yazıyorum. Yani pişman olmayacakmış gibi... Kendime ne yaptığımı anlatamam. Bana ne yaptığını anlayamazsın. Tek silahı sessizliği olan birinin kelimelerini gözden çıkarması zordur, tahmin edersin... |
saygımla..