MANİLERE YAZ GELDİ..
(ALPAGUT-TEMMUZ.2006)
Domatesler kızardı.. Erik dalda bozardı.. Çepin vurdum karığa; Üstüm-başım tozardı!!(!) Elim çimen paklıyor.. Karga dalda “gaklıyor!” Karınca yola düşmüş; Kışa azık saklıyor..(!) Paçam doldu erice.(*) Dolu yağdı irice.. Çiftçimiz ağıt yakar; Mal kalmamış dirice! Fasulyede yok kılçık.. Toprak sulanmış; balçık.. Kart börülce satılmaz; Yağmur-çökek, Dal! Yol! Çık! Çaydan dinle şırıltı.. Arılardan zırıltı..! Malı para edenin; Gözlerinde pırıltı..! Geverlerde yok yarık.(**) Lebalep doldu arık.. Arık silme dolmazsa; Bekle dur!; çıkar karık.(!) Can erik, cana değdi.. Küpeli dalın eğdi.. Kara erik sorarsan; Pestili kışın yeğdi.. Tarhana seren boğa;(***) Siyah boğu tez oğa! Beyaz boğda tarhana; Bekle ki, güneş doğa!(!) (*)Erice: Kuru çimen püskülü. (**)Gever: arık ya da ark denen toprak su kanalından; karık denen ve suyun öbür karığa taşmaması için, yeli denen tümseklerle ayrılmış tarla bölümlerine suyun çevrildiği yer. (***)Yere serilen ve bezden yapılan geniş sergi. Mustafa SUNA Sarıcakaya İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni/ESK. |
geveri zamanında çevir üstad, harikaydı.