SENİ BİR MAHŞER GİBİ TAŞIDIM İÇİMDE
Mevsim bahar şimdi,
Ben seni bu şehirde sevdim, Yalınayak bir yürekle. Bu şehirde unuttum gözlerini, Deniz renkli çığlıklarda. Ne masallar yaşadım mekansız. Ne rüyalar ne düşler... Bu yüzden meczuplar ağladı, Yoksul ırmaklar aktı. Yıldızlar utandı bu yüzden. Seni bir mahşer gibi taşıdım içimde. Anlatamadım seni Ve senin içimi yakan yanlarını. Ey şehir! Gönlümün rengine kan düştü, Efsanelerinde, Taş kesildi güzeller. Ağladı içimde büyüyen çocuk, Efsunların Gönlümü tarumar etti. Hani kıyılarında Ölümsüz bir masaldı Hızır? Oysa ben, Ne umutlar dilendim, Ne düşler kurdum. Türküler getirdim bu şehre, Türküler götürdüm. “Yüreğimde yanan bir çerağdın sen.” Ey şehir! Şimdi varoşlarında Yorgun şiirler yazan Taşralı şair, Hangi handa avutsun gönlünü? Rüzgar rüzgar şimdi çoğalt kalbimi, Senin ırağında kalmasın sesim. Dumanlı dağlarında toylar kurulsun, Tılsımlı sevdalar yaksın içini. Alnında güneş yanığı Rençber kızlarının. Arınsam senin ezanlarında, Ya da meydanlarında Yaksalar beni. Ve senin kalelerin destan destan yükselir. Kahramandır senin çetelerin. Kıyılarında deli dalgalar Dağlarınla dövüşür. Yenildim sende ey şehir! Ben taşralı şair. Mevsim bahar şimdi. Nuri PEKSÖZ |