GELEN ELLER GİDEN YELLER...Balta balta budanan O umutlar, çakıl taşları gibi bir bir, sürüklenir. Bitiverir, İnim inim inler. O humuslu topraklar, yurtsuz barksız, sürüklenir, Kanayan bir yaradır o bizim ellerin bağrı, çarpar kayalara, dalga dalga da başını, parçalanır yırtılıverir. Tüm hayatında depremler oldu, etti tarumar. Haykırır bir ses, acımı acı içinde. Yurtsuz bucaksız, yok bu garibin bir işi. Ses veren dağlara taşlara, yaylalara, bu kişi, sesini duyurabilirse ne mutlu, Bir ekmek ki temelden, kurumu kupkuru, bandırırsa kaynağın o pak, berrak suyuna, umutları yeşeriverir, o anda. O parça parça eder onu da, kupkuru mazisinin o kanı, bir nebzede olsa hatasıdır, vampirce emmek, bu yoksul bu çorak kırkbayırı. Baştan çıplak tek bir o kaldı, o bir andı, çok acılar içinden uyandı. Yalnız ve derince duyulan bir sestir, bu inilti, onunda dilekçesidir, tüm bu istekleri. Yerinden diri çıkıp, o yarı yolda boğulan. İnançsızlık, sadece göğe uzanan o bomboş ellerdi. Bağrı yanık, aciz kolları ile bakıverir kazmaya, kaldırıp indiriverir o masum başına. Sanki başına değil kalbinedir, tek tek inen. Yeller eser, göz aydınlarımıza yeller. Tek ati noktası vardır oda, tek o yaratan. Ayıplayışta alkışlayıverir o “Eller”. Onlarda çok yabancı, "Eller" olmuş, gelen eller, giden yeller. Yangınlarınca kor olur yürekler, yeller gider, o imansızlar yeller. Canım içi, bey kardeşim, yaramız da olmuş tarumar. Gelen eller, giden eller… (23.02.2010)AZAP... |
Yaramız olmuş tarumar
Gelen eller giden eller
Saygılar selamlar