HAZAN ÇÖKTÜ GAMLI KERVAN..
(SARICAKAYA-01.11.2008)
Hazan çöktü gamlı kervan; Kışa doğru yolun mu var? Poyraz esti, döndü devran; Tutunacak dalın mı var? Çöller sıcak, dağlar soğuk.. Kurt-kuş ürür boğuk-boğuk.. Sığınacak yoktu kovuk; Kış geçecek hâlın mı var? Yollar aktı, esti boran; Düşmandan çok dosttu yoran.. Yârâna derman mı soran! Gam örtecek şalın mı var? İlkbahar, yaz kaldı uzak.. Günde bozduk bin-bir tuzak.. Mürekkepler yetmez yazak; Söz değmedik malın mı var? Menzil uzak, bitti azık.. Yolda, yoldaş attı kazık! Can yoldaşa etti yazık… Ayak üryan; nalın mı var? Hancı göçmüş, vîran hanlar.. Hanlara ses vermez canlar.. Yıldan uzak gelir anlar; Desen, kıyl-ü kâlin mi var? Gider gönül zülf-ü yâre. Zülfün teli ekti nâre.. Şeb-i ârûs tekse çare; (Şeb-i ârûs: Sevgiliye kavuşma) Telli duvak âlın mı var? Dallı Mustafa dem-be-dem; Acı söyler, dertleşir hem.. Yürür kervan, vurulmaz gem; Dört omuzluk salın mı var? Mustafa SUNA Sarıcakaya İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni/Eskişehir |