Senden Kalan Sessizlik Şimdi BanaSustun Bıçak gibi keskin Ayrılık kadar ağırdı suskunluğun İçimdeki kanlı savaşları Senin dilinden dökülecek Bir kelimeyle durdurmaya hazırken Sustun Artık sonu gelmez cinnet gecelerinde Tektim. Dudaklarımı kanatırken acıdan, Yokluğuna sevdalanırken, Her geçen gün İsmini dudaklarımda duaya çevirirken, Tektim. Söylesene Benden sakındığın birkaç kelimeyi Yalancı sevdalarda mı tükettin? Yoksa hep bana mı ait kaldılar? Çok mu zordu Gitme demek Söylesene. Sanki hiç sevmedik birbirimizi Ben senin ‘kadının’ değildim sanki Bunu sen söylememiştin bana Her şeyi affettim, tüm günahlarını Ama susuşun bir yabancı gibi Sanki hiç kimseydim ben Sonsuzluktaki boş bir yankıydım Sana hiç uğramamıştım Sen hiç duymamıştın sesimi Sanki birlikte yaşadığımız bir hikâye değil Benim uydurduğum bir masaldı Her şeyin olmamış mıydım bir zamanlar? Bana inan diyen sen değil miydin? Nasılda uzağımda durdun Sokakta ilk kez gördüğün bir yabancı gibi, Ellerin ellerime ait olmamış gibi.. İçimi acıttı susuşun, Gözlerime bakamayışın Yalnızca bu çelişkiyi açıklayıp Öyle gitseydin Bir iki şey söyleseydin ya da Kendine iyi bak , Hoşçakal gibi mesela. En azından nedenini söyleseydin.. Sen sustun… Susuşunun sessizliğinde parçalandı tüm hayaller O gün öteledim hayatı hayallerimden Sustun; Bütün kelimelerim sustu, Ben de sustum. İçimden söyledim yinede; Güle güle. |
"biliyor musun; umarsız bir yıkımdı gidişin liman boyu uzanan iç kanamalı bir suskunluktu bizden geriye kalan oysa bilmeliydin; bütün bir hayatı ürpererek yaşama cesaretiydi aşk ve yola çıkıldığında
göze alınmalıydı aşkın adressizliği...
bana bir kere susma hakkı verseydin sana neler söylemeyecektim! oysa sen hep payına susmaları aldın bana ise hep sessizliğin ezeceği vakitlerle savaşmalar kaldı evet! susmak birilerini hep konuşmaya mahkum etmekti ve en çok konuşan
en fazla hata yapandı her zaman en çok susanın hep haklı kaldığı gibi sessizlikten korkan birine sessizlik dayatmak (hem de bir lütuf bir armağan gibi) işlenen en haklı suçtu sen tüm suskunlukları kimseye bırakmayacak kadar bencil herkesi suskunluğuna özendirecek kadar cömerttin...
sen en çok bana sustun; ben en çok sana konuştum sana benzemeye başladığımdaysa bende içimi susarak döktüm yoksa içim dökülecekti susacak hiçbir şeyin kalmadığında ise içindeki sessiz diyaloglarla benden çekip gittin meğer susmak insanın içiyle konuşmasıymış geç fark ettim!"