Bir Soru İşareti
Güneş perdesini çekince sevgilerin üzerine
Ağladı çocuklar korkarak. Elleri ceplerinde, geç olmadan uyudu dünya. Kayboldu gizemi,özeli, kırılıp düşüyor gözleri Gece karanlığında kedilerin ayak izleri gibi Hayat. Sulara dalmış kirinden arınmaya çalışan ruh Koşar adım kaçıyor bedeni. İlk adımıyla son ayak sürmesi arası… Düzen düşkünü kadın, yine kaldırmış her şeyi Dilinin namlusundan sövgüler kurşun hızı Beylerbeyi oyuna dalıyor berduş misali Dokuz nefsinle sarmaş dolaş Hey hat… Dışarısı soğuk ,ayaz zemheri kış Cam boşluklarından süzüldükçe Yenik düştü kadın Kadınca hislerine diren yemiş kalbi Avuçlarında Konu komşu kapı önünde şeker tepsisi Çocuk geceyi kıskanıp çekti ses perdesini. Dilini mühürledi, gözleri bataklık çamuru Ademden kalma… Hıncına yıldızlar sar Bir cenin kadar ölü … Yağmur kadar bereketliydi sunulanlar Toprak gibi veren, Anne gibi inci mercandı yürekler Soy sop kadar devamlı yedi renk ışık Tevekkül ile in ihanet kadar son merasimi Sabrın sonuna bağlandı, sevgiler sevgililer Ademe sadık kaldı, yürek milattan eski ayaklarla Kurtuluş yürüyüşün adımlarında fethettik, Aynı nefisle savaş… Özün kaşına gözüne varış. |
Yenik düştü kadın
Kadınca hislerine diren yemiş kalbi
Avuçlarında
abstrak olmuş burası anlayan beri gelsin.