VAY HALİNE
Boynumuz bükük, benzimiz soluk,
Nerde kaldı vaat edilen bolluk, Yapılıyor şimdi kula kulluk, Yaptıranında vay haline. Acıkmış yavrular ekmek bekler, Sırtımızdan inmez bunca yükler, Açın halinden anlamaz toklar, Anlamayanında vay haline. Kimler demiş ki işsiz kalınmaz, Dolanır gezeriz hiç bulunmaz, Bulunsa da torpilsiz alınmaz, Almayanında vay haline. Ekmeğimize sürülmez katık, Ayakkabı eski pantolon yırtık, Satacak şeyde kalmadı artık, Sebebinde vay haline. Kalmadı evde çayınan şeker, Bulgur, yağda bitti teker teker, Odun kalmadı sofrayı yakar, Yaktıranında vay haline. Düşünmekle geçer günümüz, Gülmeyecek mi yüzümüz? Geçmeyecek mi bir gün sözümüz, Sebebinde vay haline. Çol çocuk üşür yok ki yakacak, Öksürür durur küçük yavrucak, Üç gündür açtır o da ölecek, Sebebinde vay haline. Zengin pavyonda harcar parayı, Düşünmez aç kalmış fukarayı, Şerefe patlatır şampanyayı, Patlatanında vay haline. Sıcak yuvası sermiş sofrayı, O içer kent ile malborayı, Bizler alamayız bir bafrayı, İçeninde vay haline. Bir gün çalışır beş gün boş gezer, Nihat bunları haklı yazar, Fakir olanı herkes ezer, Ezdirenlerinde vay haline. YOZGAT---Koçaklı Nihat ARSLAN |