FINDIĞIN DİLİNDEN
(SARICAKAYA-23.09.2004)
Dolaştım Ordu’nun Fatsa Elini; Fındığı dalında sararıp, solmuş.. Ünye’nin duvaklı, telli gelini, “Kıtaldı” diyorlar; evvelce bolmuş.. Fındık dalda, toplayanı az imiş. Yüzler gülmez; ne acılı yaz imiş.. Oğlan yaslı, kızın işi naz imiş... Söz keseli bilinmez kaç yıl olmuş... Düşmeyince yere fındık yaprağı; Kim neylesin evde höllük toprağı... Höllük eler, anaların uğrağı, İzleri silinmiş, geçilmez yolmuş.. Fındığı kökünden kökleyen eller..! Tuttuğu toprağı savurdu yeller, Sürüdü, denize götürdü seller.. İntizâr dileği Rahmân’ı bulmuş... Fındık ah etti; duymadı beyler: “Ocağım dağıtma! Yıl, yılı eyler.. Duymazsan ahımı; gör Mevlâm neyler” Hıçkırık genizde, gözleri dolmuş..!! Fındığın dilinden anladı kalem.. Dallı Mustafa’yla bölüştü elem.. Yolların gözletme, halvete gelem.. Arz edin dostlara; halimiz n’olmuş... Mustafa SUNA Sarıcakaya İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğret./ ESK. |
Bu güzel şiiri ve çok değerli hocamı yürekten kutluyorum… Selam ve dua ile