şubatın ağzı bozuk rüzgarları
üşüyorduk
yüzümüzden olduk bu yüzden üstümüze geliyordu şubatın ağzı bozuk rüzgârları takvimleri değiştire değiştire yürüdük İnsandan insana binalar kendine boyarken bizi habersizdik küçük göğümüzün altında şehir oldu çocukluğumuz zehir oldu her yeni şey eskiydi aslında ama hiçbir şey söylemiyordu suretleri ovalar dolusu topraktan ademlerin ve biz kara trenlerin kirlettiği raylarda ü ş ü y o r d u k sükûnet gibi kimsesiz ve düğün kadar kırmızıyken yokluğa boğulmuş pencerelerden üstümüze gelirdi şubatın ağzı bozuk rüzgârları yüzümüzden ayrıldık bu yüzden gülüşleri silah gibiydi bir kadının saflığı titriyordu kendi gözlerinde sözlerinde titriyordu kelimeler iz bırakan öpüşlerin sıcaklığından habersiz buzlu kahırlar dehşetinde kara ateşten duman gibiydik sel gibi bulanık ateş balesi yüreğimiz kapıdan kapıya yokluğun tut elimi ce fa karım harun yavruoğlu 2001 |
kapıdan kapıya yokluğun
tut elimi
ce
fa
karım
Bugün İzmir çok soğuk Üstadım, olsun seni buldum ya içimi ısıttı dizelerin, yazan yüreğine sağlık, sevgi özlem ile kucaklıyor kardeşin seni, şu kısacık ömürde bir kez daha görüşebilmek için dua ile....