ŞU DÜNYADA!ŞU DÜNYADA! Duygular ve arzularımızı Unutarak, maneviyatımızı Çekilirsek bir köşeye bizler Terk ederiz bu hayatımızı Gelmişken bu misafirhaneye Uğraşarak malayani işlerle Bu hayat-ı dünyeviye de.. Bozmasak nefsimizi boş yere Ömrümüzü telef etmeden Dünyevi misafirhaneden Gideceğiz bir gün bu yerden Bahtiyar olalım gitmeden Telakki eylesen, hislerini Anlayıp anlatsan dertlerini Tanrıya aç sende ellerini Unutmayasın, âhiretini! Alem-i Sır * * * * Mâlâyâni: Mânasız, faydasız, boş söz. (Elbette en bahtiyar odur ki, dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyani şeylerle ömrünü telef etmesin. Kendini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin. Selâmetle kabir kapısını açıp saâdet-i ebediyeye girsin. M.) Telakki: Karşılamak. Almak. Kabul etmek. Şahsi anlayış ve görüş. |
Yürüdük hep ileri.
Üçgün dedik dört güne ekledik
Geldi geçti dünya günü
Zaman doldu almadan bir tek öğüdü.
Çoğumuz bilmeden geçti bu çağda
Görürken gözleri duyarken kulağı
Dört duvar oldu gerçeğe;
Sırt döndü geçti,
Alemin var oluş sebebini bilmedi.
Herşeyin bir son noktası olduğu gör,
Hey nefsimin akıllanmaz yaramaz yanı
Sus ve dinle...
Gök kubbe inliyor ezan sesleriyle.
Yürü o hantal kalbini alarak yanına
Çarmığa ger şeytani düşünceleri,
Değdikçe alnın secdeye
Yükselsin mana yanın
Bil önünde eğildiğin gerçek
Seni en güzele olana erdirecek.
Ah bu sözlerim kime;
Bir ben var, benden içeri,
Duyar duymaz ama,
Kaderin tokatı serttir, iyi dinle bunları
Sakın körle yatıp şaşı kalkma.
Gün bu gün,
Hey göklerin derinliklerinde
Kaybolan amaç.
Yokla kendini bil,
Bu çıkmazlara saplanan heves
İnan seni hiçbir yere götürmeyecek;
Fakat ne zaman zül içinden çekip
Alırsan fıtratını
Daldırıp tertemiz furkan içerisinde yıkarsan
O zaman yükselir ruhun, bu ceset yanından.
Melik Haker tarafından 1/28/2010 6:54:02 PM zamanında düzenlenmiştir.