TEN KIRILMALARI
Zengin düşüncelerin içinde
Fakirleşen ruhum, Akıl kudretini yitirmiş Mezar gibi duruyordu Bu can suyu çekilmiş, Zavallı bedenimde. Küçük tebessümlerde Neşelendiği vakitlerin kıymetini Arayan gözlerim, Bakışlarını tavana yönelttikçe Ağlayan yalnızlığımda, Pişmanlığım haykırırdı Mazisini hatırlarken. Zamanın yüzüme geçirdiği Ten kırılmaları Aynalara yansıdıkça, Yitip giden vücudumun Titreyen lisanı, Gözyaşlarıma teslim olmuş Matemli yanımdan, Kayıp giden gençliğimin Nefesini dileniyordu, Acı çekerek. Karşımda duran Kadife kaplı yaşlı koltuğa, Her gece çuvala dönmüş Halimle oturup, Bedelini ödediğim Yalnış kapılmaların, Hesabını soruyordum Baş başa kaldığımda. Korkunun pençesinde Çırpınan varlığım, Olgunlaşan ve dinginleşen fikirlerimde, Cehaletin meşalesini yakan Şeytanı lanetledikçe, Uçuruma adım, adım yaklaşan Bir gölgenin sancılı göç eyleşini Teneffüs eder gibiydim. Yazık ki; geç uyanmış vicdanım Hakikatı gerektiği gibi Ruhunda omuzlayamadı hiç. Doğanın yüreğimde açtığı Doyumsuzluk hissi Zamanla kabaran ümitlerimde, Kazanma hırsını yaratmış Ve beni kendine Yıllarca mahkum etmişti. Peki suçlu kim bu kötü oyunda, Çaresizliği tüketmek için Mücadele eden gençliğim mi yoksa, Muazzam oluşumları Gözlerimde başka, başka dirilten Tanrı mı? Evet kimin zaferi bu Suçlu kim? Korkulara gebe olmuş Beyhude aldanışlarda, Varedilen yalanların Kurduğu tuzaklara Ruhunu kaptıranların mı Yoksa benim mi Yoksa Tanrının mı? İtiraf etmeliyim ki; Sonsuzluk varsa eğer, Onu ölümlü bedenimde Ölümsüz kılma hevesinde Budalaca avunup giden O suçlu ben olmalıyım, Gün yüzü görmeden. Evet. Suçlu benim ben... Nevzat TAŞKIRAN 20-01-2010 |
SAYFANIZDA ŞİİR OKUMAK BİR BAŞKA GÜZELLİK OLDU
SAYGILARIMLA NEVZAT ABİ