ÇOCUKLUĞUM
Çocuktum,
Oyun oynardım bahçemizde. Saklambaç, körebe… Yufka yapardı komşu teyzeler. Kokusu yayılırdı, Yedi mahalle öteye. Arasında peynir… Bazlamalar verilirdi ellerimize. Büyüdüm; Komşu teyzeler yufka açmaz oldu. Çocukluğum, Yufka kokularıyla kayboldu. Çocuktum, Uçurtma uçururdum. Yükseklerde süzülüşüne, Öyle bakar dururdum. Dere tepe, Yalın ayak koştururdum. Büyüdüm, Uçurtmamı hain bir el çaldı. Dereleri tepeleri, Çok katlı apartmanlar sardı. Çocukluğum, Yemyeşil kırların koynunda kaldı. Çocuktum. Arkadaşım sapanla kuş avlardı. Yere düşerdi minik bir serçe. Ardı sıra uçuşurdu birkaç tüy. Ağlardım onu görünce. Çocukluğum, Bir sapan taşıyla fırlatıldı, Kör bir kuşun özgürlüğüne… Ülkü Duysak 2010 |
Keşke
Isırgan otunun değdiği yerler olsaydı
Yangın yeri
Meğer başkaymış ateşin insanla
Dansı
Büyüyünce anladık
Soğuktan
Demirci örsü gibi titrerdi dudaklar
Satırbaşı haberlerdi
Kursaklardaki yoklar
Anlamazdık hicriden rumiden
Saatli maarif takvimi öyle yazardı
Toprak damlı evlerin
Gaz lambalı odalarından
Yokluk sızardı
O soğuklarda yoktu sırtımızda
Belki bir gocuk
Büyüyüverdik birden
İşte biz yürekleri yamalı
Bir avuç toy çocuk
Düşlerimizdeki dalgalar uğruna
Savrulmadık mı bir ömür
Susma söylesene ey içimdeki
Kaşları bir ok gözleri kömür
Biliyorduk aslında
Hiçbir şey değildi birbirine denk
Öğrendik ki dünya
Bir başka biçim
Başka bir ahenk
Dün gibi bu günde bizler için
Çıkarlarına diz çökenler
Gözümüzde ufak tefek
Dedirtmesin hayat bize
Kötülerle sorulduk
Asla demeyeceğiz
Biz bu yolda bu atlarla yorulduk
Artık
Düşsek de toprağa tek tek
Hep mi zarlar gelecek yek
Bıkmadan
Usanmadan ve sonsuza dek
Gözünün alabildiği her yüreğe
Tutmasa da ektiğin her fidan
Sevgi ağaçlarını ek…
Gürsel Cengiz
sevgili ülkü, bu güzel şiirinizi bir çocuk şiirimle taçlandırmak selamlamak istedim, sevgi ve saygılarımla.kalın sağlıcakla.......