Yine Es Geçildi Yaralarım
Söylesene ey tuzu kendinde saklı yaralarım,
Hangi hüzzam şarkısının Unutulan sözleriydim ben. Hangi makamda recm edildi cümlelerim ? Ey nemini kirpiklerinde saklayan yaşlarım Söylesene.. Sen kendini öldürmeye yeltendikçe Daha kaç satırın katline soyunacağım ben. Sen siyahı üzerine bir bahar diye giydikçe Hangi nehir kirli yüzüme yataklık eder de Temize çekerim kundaktaki çocuğumu.. Bu kaçıncı sabah, Bu kaçıncı gün, Topuk seslerinin aceleci sesinin Yarı uyanık uykularıma denk gelmeyişi. Nasıl bir boşluktur ki bu, Adımın tek bir harfinin o boşlukları dolduramayışı. Suskunluğunun orucunu bozmaya niyetleniyorum. Bir günah düşüyor perdelerime. Boylu boyunca yatırılıyorum musallaya. Kalkmak isterken, Toprağın yüreğine düşürülüyorum. İç ceplerimde saklı duran Fotoğraflarından sorguya çekiliyorum. Hükmü ne olursa olsun, Ben senli hayata hediye edileceğim biliyorum. Cümlelere sığmıyor artık özlemin. Bir nehir taşıyamıyor artık senli harfleri. Akıbetini bilmediğim bir ömrün içinde Bir paranteze sığınsa da adlarımız, Sevdaya dahil edildi yaralarımız. Yara dediğime bakıp Hemen gözlerine hüznü perde etme. Bizdeki yara mutluluktur sevgili. Ki biz bu sevdayı acıdan doğurmadık mı ? Soğuk bir kış gecesinin sabahında Es geçilse de yaralarımız, Bir dirhem umut, Bir avuç huzurla mutlu olacaktır yarınlarımız.. 9 Ocak 2010 İsmail Sarıgene |