GİTME,BİTMESen yalnızlığımızın masum çiçeği Yayla kokan düşlerimizin abı hayat suyu Bilirmisin kaç zemheri kış geçti. Sensiz ,sessiz,kahpe dünyada. yalnızız,sessiziz,sözsüzüz buynu bökük ölen adsızlarız. zifir düşmüş payımıza gecelerimizin. kış olmuş ömrümüzün baharı sen gittin ya.. başaklar nasıl kırılırsa bir halk gibi, kırık çiçek düşüdür senden yadigar. yarım bir şarkı,bir öykü gidilmemiş özlenen bir yol. Gözlerindeki umut bir semaverin Bir öğle sonrası uzak yol trenlerinin Çıkardığı bol dumanın hüznü gibiydi. Anamın tandırdaki ekmeği, Babamın bize getirdiği oyuncaklar gibiydi. Biz henüz çocuktuk,yaralarımızdan tarih çıkmamıştı. Oyunlarımızın bittiğini ezanlardan anlıyorduk. Yorgun kirli bedenlerimiz evlerimizin kömür tezek Kokan bir ahengiydi. Alfabeyi çamurlu sokakların yağmur kokan Mahallelerinde öğrendik. Henüz patlamamıştı ilk kurşun. Ve yalnız çiçek kokuyordu bozkır. Tedavüldeydi stranlarımızın direnç gülleri Amcalarımızın tütün kokan kasketleri Saçaklarıydı yağmurda ıslanan kuşların. Ve sen gittin diye. Yaşlandırdılar. Biz büyümeyi İsterken Soldurdular tabiat rengini, Bize hüznü bol bir güneş bıraktılar. Silahıyla.parasıyla,bankalarıyla geldiler. Şimdi çırılçıplak ortasındayız hayatın. Vardı eskiden kaçtığımız yerler, Fakat şimdi tam ortasındayız her şeyin. Acıların, yıkımların,kıyımların barut kokan İnsansız çiçeksiz ve sevdasız dünyasına.. Sen gittin ya.. bu zemheri kışta, iflah olmaz.. SEBAHATTİN TAYŞUN |