..yokluğun değiyor tenime..birinci bakış tuza kalemimin üstündeki perde kalktığında kelimeler çıplak kalacak oyunsuz ve sanatsız bedenimden ruhumun örtüsünden sıyrılıp öylece karşında dursam üşür müyüm tuz olup yağmazsın değil mi üstüme elini bulmak için elim cebime her girdiğinde bulabildiği tek şey sarı tütün parçacıkları ve yarım biz şiirleri bir de yokluğun değiyor tenime Tuz.. ..ikinci bakış zamana geçmiş boşlukta sallanan bir beşik ben ise geleceğin ayak sesi ile emzirilen bir bebeğim her adımda daha da büyüyor bu gerçek ve uzaklaşan bir ayak sesi oluyor gelecek ..üçüncü bakış çiçeğe zavallı çiçek satıcısı ve zavallı ben güllerinin kokmadığını bile-bile satıyor onları ben de bile-bile alıyorum her seferinde bile-bile Aşktır bu ..dördüncü bakış beyaza yanan güllerin etrafında dans edip ‘seviyor-sevmiyorculuk’ oynayan akasyalar bir-bir döküyor beyazlarını -ki o beyaz saygılı ve onurludur sadece kirlendiğinde yitirir yalnızlığını ..beşinci bakış sahile sahile oturmuş gemilerden denize atılan leşlere bakıyorum nasıl da inliyor martılar insanlar siyah beyaz albümleri yurt edinmiş zamanı enine yaşayan insanlar örüyor anılarımı seni gösterip kendimi inkar ediyorum ..altıncı bakış talana sarı zinet süvarileri zimmetler dört nala hafızasını havzaların kaburga odalar yığar cinnet kana çelik değer çeliğe buz çürür dilimdeki besmele de çürümez tenimdeki mahmuz Pıhtı ve Duman Ateş ve Kabir sarıca bir yılan secdeye durduğun zehir ta’lantal’antala’n |
Burada olsam asla kaçırmayacağım şiiri,
kurdelesinin ucundan yakalayabildiğime en azından;
Çok sevindim!
Kutluyorum, alkışlarımla...