Acımak Zamanı!...... ey, her mevsimi yüreğimde iz bırakan yıllar, aylar, haftalar ve günler ki, sızısı canıma işleyen çarşambalar; sizlere sevdam sizlere özlemim var! ... .... mühürlü, ve karanlık gecelerim; gün sona erdi, ne dost el, ne dost söz kaldı. bizi saklayan olsun, hayatın o candan o giz_li eli. veda şehirlere, veda ilklerin yaşandığı tüm ’o’ yerlere! . (.) sen ey yangın yeri ruhum, düzensiz yürek vuruşum, düşüm, görüşüm; yoksa, yoksa sen de mi gözüm, devinen sızım, sessiz hıçkırığım, şimdi, şimdi acımak zamanı! ... |
Belki… Bir gün… Bir yerde…diye içimde salınan/saklı kalan umutlarım oldu çoğu zaman.
Benle beraberdiler.
Zor günlerimde en sıkıntılı dönemlerimde “belki...”diyerek kalktım ayağa ve
“bir gün...” diyerek devam ettim yolculuğuma. “bir yerde...” diye hayallere dalıp mola verinceye dek...
Bunca zamandan sonra nedendir bilinmez(bilinen nedenler daha fazla acıttığından belki de)
yitirmediğim umutlarımın aslında içini dolduramadığım üst üste bıraktığım boş renkli kutular olduğunu... Aslında bunların içinde de kırık dökük hayalleri taşıdığını fark ettim.
...Kahroldum!
İşte bir sonbahar daha ve benim için gerçekten bir son bahar.
Yapraklarını döken ağaçlar gibi çırılçıplak kaldı benliğim fark edince umutlarının aslında çözümsüz ve de dönülmez bir yanılgı olduğunu görünce.
Boynu bükük asılı kaldı idam sehpasında katili ben sebebi sen/katili sen sebebi ben umutlar.
Yiten umutlar hayalleri de götürür beraberinde.
Özlemle gerçekleşmesini beklediğin hayaller parçalara ayrılır daha önce kırdıkların tuzla buz olur bu kez. Oysa ne de özenmiştim kırılan hayallerimi yan yana getirip tutkalla birbirine yapıştırdığımda.
Küçük küçücük bir çocuktum işte... Ansızın büyüdüm. Büyüdüm ve ya/s/ş/landım işte.
Meğer yıllarca saklı kalan -özene bezene sakladığım- hayallerim ve kahramanlarım yitikler kervanının yolcularıymış da ben bakmamışım/ bakmışım da görmek istememişim...
Hayal dünyamdan yansıyan ve hiç bitmez sandığım renkli dünyaların renkli karakterlerini yitirdim.
Acım daha bir acı.
Sevgili artık umutsuz satırlar karalıyorum yokluğunun son deminde.
Yokluğunun artık dönülmez bir yolculuğa dönüştüğünün farkına varmak acı veriyor ve kelimeleri ağlatıyorum yüreğimle birlikte.
Bırak! Bırakta ağlasın kelimelerim tutuşsun sana armağan edilen şarkı sözlerilar.
Bırakta hüzün sarsın etrafı son kez.
Ben nasılsa bir daha hiç umutlanmayacak yüreğime karalar bağlar yine de söker atarım(!)
bu yarayı canımdan. Şimdi gerçeklerle karşılaşmak acı olsa da ben bu acıyı yenmesini bilirim.
Şimdi en büyük acı olsa da ben geçeceğini bilirim...
Belki... Bir gün... Bir yerde...
Ben bu kez içi dolu mavili kutucukları alır ve kırıklarımı tutkallarım penceremden
içeriye dolan güneş ışığıyla oynayarak.
Belki... Bir gün... Bir yerde... Bulurum ben içimde yaşayan çocuğun
oyuncaklarını elinden alan yaralıyı “yiten hayallerimin ardından”alıntı....
Bir hızla koştuk belkide nefesimiz yetmedi şairim
Kutlarım güzel dizelerinizi sevgimle...