ülkemin çalınmış mutluluğu...
ülkemin dağlarına baktıkca özlemle
yorgunluklar gördüm ormanlarında yeşiline düşmanlıklar şehirlerimin şerefinde lekeler asık suratlarda öfkelerin en katmerlisi çocuklar unutmuş gülücükleri kuşlar bile kırık dallara yuvalanmış kırlangıç yuvaları tarumar sevimsiz insanların kinlerinde parçalanmış mutluluğun düşleri... sevda pınarları bahar rüzgarlarında savrulup gitmiş ülkemin tomurcuk beyaz çiçekleri... baktım, perişan ülkemin yalnızlığına sızılarım yüz yıllara uzanıp gitti Taptuk Emre’mizin türbesi başında ahırla çevrili pislikleri gördükçe inadına küfürler savurdum düzenin pisliklerine ağlamadan, küsmeden yarınlara bilenerek delikanlıca... kim gelse ülkemin başına şom ağızlardan kem kümle atılan nutukların sönüklüğü yalana banmış cek cakların çokluğu ezilen halkımın gözyaşlarında yeşeren karanfillerin kırmızılığında birleşen yumrukların kutsal ülkeme akıtılan helal terlerin sabırla yoğrulmuş umutlarında yarınların güneşi doğacak mı... bilemem... bekleyeceğim yarınları... göreceğim... beyaz açmış laleleri... ben var isem ülkem aydınlıklara doğacak ışıl ışıl... |
galiba ş