SÖYLEŞİDerme-çatma evim olmadı benim Ne elektrik kaçağından Ne sobanın karbondioksitinden Ne de depremden ölmedim İşçi olmadım mesela İşverenle sorun da yaşamadım Aç kalmadım Ne kömür ocaklarında Ne tersanelerde, yükseklerden düşüp Ölmedim, ölüme terkedilmedim Askere gitmedim, hep yolcu ettim... Dün bir dostum __Sen hep iyi yaşamışsın __Herşeyin kalitelisini görmüşsün __Birde hep ben bilirim egon olmasa Deyince, düşündüm Geçmişe yolculuk yaptım Utandım, dudağıma mandal takıp İnatla ağlamadım Özeleştirimi içimde yaşadım Çığlıklarımı idama, müebbete hüküm giydirdim Gözlerimi duvardaki bir resme raptiyeledim... Gönül işçisi bir babanın evladıydım Üstelikte tek çocuktum Çileyi sünger gibi çeken Namert’e muhtaç etmeyen Akşamları mutlaka kolunun altında Bir francala ekmekle gelen Ve uzun saatler yaşamı irdeleyen Sohbetler eden, hayata hiç yenilmeyen Hükümet gibi gördüğüm, hiç ölmez sandığım Korktuğum, titrediğim, emniyet sandığım... Okuduğum okullarda o yıllarda hep etikti Eleştiriye açık, bahçe çiçeğinle Yetinen çok bilgili öğretmenlerimdi Oturduğumuz semtler daha o yıllarda kurulan İlk sitelerdi... Tüm bu zahmetleri çekmekten Kanser illetinden kaybettiğim Ve arkasında bir konvoy insanın döktüğü gözyaşlarında Üç gün kahkaha attıktan sonra Bende vardım... Bana verilenleri bende insanlığa iade amacıyla Emanet almıştım Kayıplarımın arkası hızlıca gelirken İçimde kaç kez öldüm hiç hesaplamadım Gazete haberlerini okurken Ki o yıllarda magazin pek doğmamıştı İçime akıttığım gözyaşlarının Göletlerinde boğuldum Yarınlar adına kurduğum planlarım İnsanca yaşam kavgalarım Ben büyürken, küçülen değerlerin farkına vardım Kaç kez ölüyordum hiç saymadım... Evlendim, benimde çocuklarım oldu Terzi değildim, anam gibi sökük dikemedim Günümüz markalarına bendeniz de yenildim Elimden geldiğince en iyilerini giydirdim ama Babamın getirdiği o ekmeğin lezzetini Çocuklarıma belki veremedim Tırnaklarımı avuçlarıma batırırken Kaç kez ölüp dirildim Hiç bilemedim... ayşe yayman |
Ben çok olayımı anlatmam kimseye, Hep kendi içimde saklamışımdır. Küçükken annesiz babasız, ayakları çıplak, iki öğün ekmek, beş öğün dayak yediğim, kimsesiz, karanlıklardan korktuğum halde korkuyorum diye seslendiğimde " aptal mısın be çocuk, insan korkarmı karanlıktan " deyip bedenime inecek olan darbelerden korktuğum için, yorganımın altına girip gün ışırken uykuya dalabildiğimi, ve sonrasında parasızlık yüzünden ünüversite hayalimin bittiğini, çok zaman paylaşamadım kimseyle ama yazmaya başladığımda paylaştım her şeyi.
Şimdi dinliyorum ve iyi ki siz bunları yaşamamışsınız sevgili dostlarım diye onları telkin ediyorum ama biliyorum ki onların da paylaşamadığı nice dertleri vardır geçmişlerinde.
Beni de sorgulattırdınız Ayşe hanım dizelerinizle. Sevgiler yüreğinize