ateş dağlarısuyun,ateşle dansı rüzgarın kuşlarla dansına karıştığında... sincaplar gelirdi yanımıza.. ’hoş kokulu karanfil sabah’larında tüm renklerden laleler bakardı,gökkuşağı edasıyla güneş beykozdan bakıyorken emirganda.... o güneşli günler geride kaldı... o ne artık duru bir pınar nede ışığı getiren isimsiz yıldızlardan o artık eski su değil karışmış sanayii artıklarına belkide fransız sokağında masalarda damacana piranus demişki bengu suya pirsultanın güle sitemini hatırla ooyy abu hayat suyum hazırlan vakit geldi.. törenlerle geçelim maviliklerin derinliklerinden.. bırakalım batık teknemizdeki bekleyişlerimizi görmedinmi yüreğimize saplanan okları uslanmazmı senin cevahir benlin yetmedimi maymunların şeytanla dansı.. bir o yana...bir bu yana.. benim abu hayat suyum deniz tanrıları vermişti seni bana sona gidelim gidelim törenlerle telli duvaklı... ateş dağlarına hs 1402 |
Bu şiirle başlamak istedim ki diğer şiirleri de okudum hepsi farklı temalardı. Öncelikle şiirde şunu gözlemledim. Şiirde Ahmed Arif'in şiir kokularını aldım, bilirsiniz Ahmed Arif bir halk ozanıdır ve çevresini iyi gözlemlemiş değerli bir ustadır. İşte bu şiirde de bunu farkettim hayli şiirdi ve etkili bir temaydı" Ateş Dağları"
Az da olsa bir kaç imla hatası farkettim( gözden kaçmış belli ki) eğer onları düzeltir ve gözden geçirirseniz şiir daha etkin ve elit olur diye düşündüm.
Bu yürekte çok elit şiirlerin olacağı kesindir ve yolun açık olsun şiir yolunda... Yürekten kutladım bu çalışmanızı
Hoş geldiniz.
Selam ve saygılarımla