Böyle gidiyorum aşktan*
Bedenimdeki ürpertiyi sana bırakarak çekip gidiyorum aşktan. Kaç kere tökezlediğim umrumda bile değil. Seni kaç kere sevdiğim umrumda bile değil anlıyor musun? Yazmış olduğum ağzı bozuk son aşk mektubumu bırakıyorum kalbine. Gözlerinde unutuyorum kelimelerimi. Bütün hayatıma bir son veriyorum seninle. Hadi ama yapma, erkekler ağlamaz. Sana bilerek hiçbir şey bırakmak istemiyorum. Unutuyorum diyorum. Şimdi bana son kez sarılır mısın? Biliyorum artık yasağız birbirimize. Buna rağmen sarıl bana. Öyle sıkı sarıl ki, aşktan kovsun melekler bizi. Bütün kapılar kapansın yüzümüze. Nasılsa bilmiyorum son cümleleri. Böyle bir korku şimdi seni sevmek. Ellerimiz ağlar şimdi düştüğümüz duruma. Hep onlar üşür bu aşkın diğer iğrenç yüzünde. Çünkü onlar bir bütün olamadı hiçbir zaman. Ben hep yeniden başladım sana. Şimdi senin yollarına tel örgüler çekiyorum. Mayınları patlatıyorum kalbinde, senden hiç eser kalmasın diye. Hayatımı masaya koyuyorum bu rus ruletinde. Bu bana son bakışın olsun. Sen öleceksin bensizlikten ve ben öleceğim sensizlikten. Korkma, yavaşça yaklaş ve son kez öp. Ölüm zaten her insanın kaderinde. Yaşadıklarımı anlattım Tanrı’ya. Bana yaşattıklarını anlattım ve o lanetledi seni. Ellerinde unutuyorum giderken benliğimi. Sana binlerce şey olacak ama ben acıyarak tekrar sevmeyeceğim seni. Böyle bir düşünce şimdi seni sevmek. Sonsuzluğu anlatıyorum sana. Sana beni anlatıyorum ölmeden önce duy diye. Bütün gerçekleri tüm çıplaklığı ile bil istiyorum yüzüne bakıp ağlarken. Dileklerimi tek çırpıda savuruyorum göklere. Bedeninde unutuyorum nefesimi. Beni duy diye yalvarıyorum sana. Çünkü bunlar asla bırakmayacağına söz verdiğin insanın inlemeleri. Öyleyse duy! Gitmek zorunda olduğum için bu yazdıklarım. Hayallerim ağlıyor arkamdan tıpkı bir çocuk gibi. Dayanamıyorum ve usulca çekiyorum kapını. Böyle bir elveda oldu şimdi seni sevmek.
|