SEVGİLİYE ANEKDOT
Kara kaplı defterin sararmış yapraklarında,
Küf kokan kelimeler konmuş tozlanmış dizelere. Kurumlu bir edayla geziyor şiirlerim; Nazik, narin ve sessizce, kağıttan sokaklarda... Bir sevgili, yar gibi buluyorlar birbirlerini. Bir nağmeli şarkı gibi söylüyorlar isimlerini. Biraz buruk küf kokuyor güfteleri, Güvelenmiş dolaplarda sarılıyor mısralar, ümitli... Şafak söktü ve gökyüzü kan! Kısık sesli gramafon can çekişiyor. Katil notalar katliam yapmış; Geride kalan, gülen surat motifli kırmızı dekor... Ve şimdi çıldırmış şairler var aklımın odalarında! Titrek ellerle dökülen mahpus mısraların sahibesi... Bunlar yazılan son yasak şiirler avucumda. Son bir hamle kapatıyor avucumu şiirlerime zaruri. Herkes söylemiş cümlesini, gök nokta dolu. Öyle ki bir virgül bile sığmıyor. Noktasız cümleler bitmiyor zoraki, Nokta koymayınca cümlelerim uzuyor da uzuyor... Şimdi ben küçük mutluluğa simge, büyük dertlere maskot, Gösterişli mavi bebek oluyorum derya gibi. İmtiyaz tanınan genç adam sevgiliye anekdot. Güçlü bir dalga, gereksiz bir dipnot... |