İZDÜŞÜMEy! Maral bakıştan sızan bulanık ışıltı Ey! İmtiyazsız kalbin zirve çığlığı Yeter artık! Gözlerime mil çekili Kulaklarım sağır Artık yeter! Aynılık tekelinde varlık Hep mi perişanlık ? Hep mi zifiri karanlık? Gözdesiz tutkunun sessiz nefesi Değil yankısında ölümün sesi İçilen olur Ah! Yüzleşilen korkunun ab-ı zehir nehiri Kaç kez yıkanmışsındır Kaç kez suretin aslına takas Müsamahalı tecrid kapısında volta atar Nutku kuru Haresi elzem yayan umutlar Kof dünlerin zılgıt çeken teranesi Usda saklanan son zula Ağır ağır azad hükmü kılar cana Kalp gözü seğirir hasret yılgınlığından Seymen eza eli Firûze renkli yarınlar boğazında Çoğul acıların esneyen sabahlarında Kırılgan düş yangınları külü edasıyla Mavzer sıcağı düşmüş bağrında Merhaba dersin merhaba Anka soyuna yazıldığın ana Ağız dolusu beddualarla Kara kar düşümü kışın ayazında Kar akar da közünden bezgin yüreğe Soğutmaz soğutamaz Çatalında biriken volkan olur Damlar lav lav damarına... Harında ateşin Narında sevişin Sığınsan da acıyan yanından Susuzluğu bitmez kanına Mühür beratı gibi Süveyda kanar ha kanar Ebede sürer gider Yazgının kırmızı çizgisi... Sevilen yalan... İzdüşümünde! Olur gerçek talan Hakettiği mertebede nefret Halâ son nefes vermez Can çekişir sevda Ötenaziyeyse güç yetmez... Düşünceye düşünce utanırsın Vicdanın kör olsun gözü... Şükran AY 03/11/2009 |