Bir limon sıkımlığı
Kırık bir gül dalı gibi savurulursun uzaklara,
En ufak bir tebessümün dönüşüverir bir anda; En deli gözyaşlarına! Okyanus misali durursun,fırtına olursun; Bir an gelir yağmurların vurur kaldırımlara, Bir an güneş açarsın... Mutluluk saçarsın bir bakışınla, Korku nedir bilmez ellerin,dokunursun inatla! Güz gelir,yaz gelir; Sen aynı kalırsın;dört mevsim yaşatırsın... yaprak dökersin kimi zaman, Sararırsın ümitsizce ama yeşermeyi de bilirsin! Masum bir iki suç işlersin,bilmeden itiraf eder sesinin tonu! kararmakta iken gökyüzü,vakit uykulara sırnaşırken sen; Düşlere dalarsın. yanarsın olmadık anlarda, saman alevi misali sönersin çabucak. Sinirinde kısadır,kinin de! Sevdan uzundur,öyle ya o sevda ki çok derinde... şarkılar mırıldanırsın karlı sabahlarda, Bir bardak çay misali ısıtırsın içimi. Kimi zaman şarkı oluverir dilime düşersin, Nerem acısa sen hissedersin ilk, Hatta benden bile evvel! Yaralarıma merhem olusun, somurtursun kızarmış yanakların ve boncuk gözlerinle, Başucumda oturursun,yatağa yorgana sarıldığımda. Hasta olduğumda çorbam olursun, Bir limon sıkımlığı kadar ferah, Bir perde aralığı kadar aydınlıksın, Sen; Sen benim karımsın,canımsın! İyi ki varsın... |