CUMHURİYET SEKSEN ALTI

Daha nice yirmi dokuz ekimleri göreceğiz;
Yaşlandıkça kıymetini ta yürekten bileceğiz.
Allah, bu günleri bize aratmasın, ağlatmasın;
Dost yok denecek kadar az, tutsaklığı yaşatmasın!

Bin dokuz yüz yirmi üçte doğdu, neler gördü neler;
İç ve dış düşmanlarından çekti, her zaman da çeker.
Allah, basiretimizi yok etmesin, bağlamasın;
Bize bizden başka dost yok, tutsaklığı yaşatmasın!

Bizi öz değerlerimiz yüceltir, görkemli kılar;
Bayrak, vatan, ezan aşkı damarlarda coşar, akar.
Allah, ferasetimizi köreltmesin, yıpratmasın;
Özde yahşi düşman hep var, tutsaklığı yaşatmasın!

Muhtıralar ve darbeler sanki yetmiyormuş gibi;
AB, ABD, IMF her dem gösteriyor dibi.
Allah, sözde dostluklara bizi hiç muhtaç kılmasın;
En güçlü dost, düşman biziz, tutsaklığı yaşatmasın!

Ol devlet-i ebed-müddet güçlenerek yaşayacak;
‘Ne mutlu Türk’üm!’ diyerek haykıracak, şahlanacak.
Allah, maddî ve manevî tuzaklara kaptırmasın;
Özümüzle barışığız, tutsaklığı yaşatmasın!

27.10.2009
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Harika bir cumhuriyet anlayışıyla, çok güzel bir şiir yazmışsınız sevgili seçil bey kardeşim.
Evet belirttiğiniz gibi, çok meşekatli günlerin, çalkantılı dönemlerin, büyük bir direnç ve çabanın sonunda elde edildi CUMHURİYET. Onun için çok kıymetlidir, çok değerlidir, insan hak ve hukukuna, özgürlüğüne en yakışan rejimdir. Üstelik bütün rejilerin hem anası hem babasıdır denilebilir. Çünkü ilk doğuşu
insanlığın doğuş tarihiyle başlar.
Cumhuriyetin horlanıp tekmelenmesi 1950 yılındaki sözüm ona DEMOKRATLARIN iktidara gelmeleriyle başlar.

İlk okulu bitirdiğim yıldı. Köyümüzün halkevi "BUCAK POLATELİ" DP. iktidarınca kapatılmış, binbir emekle oluşturulmuş köy kütüphanesinin nadide kitapları sokağa atılmıştı. Gözleri yaşlı öğretmenimin ağlayarak kitapları toplayabildiği kadarını topladığını görmüştüm. Hemen arkasından CUMHURİYETİN ilim ve irfan yuvası Köy enstitüleri kapatılmış, Türkçe okunan ezan Arapça okunmaya başlamıştı. Belkide bunlar içinde tek haklı olanı EZAN olabilirdi. Daha benzer nice Cumhuriyet kazanımları, sıcağı, sıcağına yerle bir ediliyordu.


Sizin" D A R B E B L E R" dediğiniz; İHtilaller Cumhuriyeti koruma ve kollama zorunluklarından dolayı yapıldı. Bugünde, düşmanca, bağnazca, atılan adımlar, Türkiye Cumhutriyetinin Üniter yapısını delip, devleti parçalama, amaç ve teşebbüsleri, TÜRK silahlı kuvvetlerine kışkıştıcı ve yıpratıcı saldırılar, ihtilal yapılması kışgırtıcılığı yapıldığı şeklinde anlaşılmalıdır. TSK. lerinin yaptı darbe değil ihtilaldir. Buda o kuruma Anayasanı 35. maddesi uyarınca verilmiş hakkın da ötesinde, görev yapma, Cumhuriyetti koruyup kollama zorunluğu görevi olarak verilmiştir. DARBE sözcüğünün, TSK. lere karşı bir tepki ve düşmanlığı çağrıştırmak için kullanıldığını hiç bir zaman unutmamak lazımdır. yapılan ihtilaller sonrası TSK leri iktidar olmamış, sürekli kalıcığı savunmamış, yönetim erkini, yeni Anayasalar yaparak, kısa zaman içinde sivillere
devretmiştir. Bugün yaşadığımız olumsuzluklar, sivil iktidarların beceriksiz yönetimlerinin eseridir. Her Türk aydını bunu görüp vicdani anlayışla bunu tesbit ve ifade etmelidir.

Sevgi vetaktirlerimle kutluyorum değerli kardeşim sizi. K E M A L P O L A T